Pages - Menu

Perşembe, Aralık 10, 2015

MiniKnit ile Yeni yıl Çekilişi



Sizlerle uzun zamandır tanıştırmak istediğim girişimci bir anne var karşınızda. Bilenleriniz vardır ama ben yine de bilmeyenlere ondan bahsetmek istiyorum.
Bebek bekleyenler, bebek sahibi olanlar bilirler. Şimdi her şeyin hazırı da olsa. Anneanneler, babaanneler mutlaka el örgüsü bir şeyler yaparlar. İlk başlarda ne gerek var dersiniz ama sonra en çok o yelekleri, bereleri, atkıları giydirirsiniz. :) Herkesin etrafında büyüğü olmayabiliyor, onun için de imdadınıza MiniKnit yetişiyor. Peki nedir? Kimdir bu MiniKnit? Ben değil o anlatsın.

Merhaba,
15 senelik tekstil sektöründeki tecrübemi katarak, büyüklerimizin el örgüsü fikrini daha modernize ettiğim ve çocuklaştırdığım bir projedir MiniKnit. Aslında oğluma hamileyken arayıp da bulamadığım kazak/hırkalar,kendi kazak ve hırkalarımı oluşturma olarak şekillenmişti kafamda ve sonunda Nisan 2014'te MiniKnit'i yakın çevremin de desteğiyle hayata geçirdim.
Amacım çocukların dünyasının sadece pembe ve mavi olmadığı,hayallerdeki en canlı renklerin ve dokuların bir araya geldiği tasarımları,anne/babalarla beraber oluşturmak.Buna göre kişiye özel tasarım da diyebiliriz aslında :) Bazen anne/babaların da ufkunu ve hayal gücünü çalıştırıyorum tasarımlar üzerinde tartışırken, bu da bana keyif veriyor.Beraber çok güzel işler çıkartıyoruz ve onların da içine sinmesi en güzel yanı benim için.En önemlisi de el örgüsü olduğu için aynı modelin dünyada eşinin olmaması.Tüketim dünyasında herhangi bir markanın aynı fiyatlardaki kazağını yüzlerce çocuk üzerinde görebilirsiniz ama MiniKnit'de bu mümkün değil.
Babaanne örgüleriyle büyüyen bir çocuk olarak,hatıra olarak sakladığım kazaklarımı görünce bunun önemini bir kez daha anlıyorum.

Sevgiler,
Bezen Çepel Güler




Veee MiniKnit le sizlere bir sürprizimiz var.
Üstte görmüş olduğunuz bereyi çekiliş ile bir şanslı miniğimize hediye edicez.

Çekilişe katılmak için,

MiniKnit facebook ve instagram sayfalarını beğenip, takip etmeniz.
Masumiyet Çileği facebook ve instagram sayfalarını beğenip, takip etmeniz.
facebook, google+, instagramda paylaşıp, yorum bırakmanız yeterli.

Son Katılım: 25 Aralık 2015 Saat 00:00

Bol Şans!

Kazanan instagram takipçimiz @nazlynazly 



Salı, Ekim 20, 2015

Ev Yapımı Granola


Okul açıldı açılacak, başladık başlayacağız derken. İlk günler atlatıldı. Ödev kavramı hayatımıza girdi. Öğretmenimiz yoğun ödev vermiyor ve bizde olanı hakkıyla, sıkılmadan yapabiliyoruz.
En büyük korkum el yazısıydı fakat nasıl görürsen ona alışıyorsun ilkesinden yola çıkarak. Okul ağırlıklı olmak üzere bu işi kıvırdı diyebilirim. Bir gün öncesiyle bir gün sonrası bile ilerleme görülüyor. Umarım sorunsuz başladığımız bu öğrenim yolculuğu, aynı hızda devam eder.

Okulda öğlen yemekhanede yemek yiyorlar fakat arada acıkırsa diye meyve veya kuruyemiş tarzı şeyler koyuyorum çantasına. Hazır paketli gıda koymak istemediğim için başka ne yapabilirim diye düşünürken ve tamamen kendi tatlı krizlerimi bastırmak için aklıma granola yapmak geldi.

 Nedir bu granola?

Kendisi tahıl, bal, pekmez ve meyve karışımı atıştırmalıklar. İçine konulacak malzemeler ise tamamen size kalmış, çok çeşitlendirilebileceği gibi evde olanları değerlendirmek adına da sadeleştirilebilinir.

Benim bugün denediğim tamamen evde olanlarla yapıldı. İlk denememe rağmen çok da lezzetli oldu. İster çayın yanına koyun, ister kahvaltıda sütle yoğurtla karıştırıp yiyin, isterseniz her yere yanınızda götürün ya da çocuğunuz için güzel bir beslenme ara öğünü yapın. Size kalmış. Tarif ne diyecek olursanız benimki tamamen atmasyon ve doğaçlama zaten bunun belirli bir tarifi yok dediğim gibi sizin sevdiğiniz şeylerle neyle neyi yakıştırdığınıza kalmış.

Benim Granola Tarifim

3-4 kaşık yulaf kepeği
1 küçük muz
1 elma
Kurutulmuş yaban mersini
50gr kadar bitter çikolata
Bol tarçın

Yaban Mersini,muz ve bitter çikolata koyduğum için yeterince tatlı olacağını düşündüğümden ekstra bal ya da pekmez ilave etmedim. Evde varsa iç badem, fındık,ay çekirdeği, ceviz eklerseniz çok yakışır. Ayrıca zencefil koymayı unuttum. Siz onu da ekleyin :)

Bunların hepsini rondoya atıp bulamaç olana kadar döndürdüm. Daha sonra yağlı kağıt serdiğim fırın tepsisine kaşık yardımıyla yaydım. Toplam 15-20 dk yeterli ilk 10 dk dan sonra fırını açıp biraz karıştırdım. Bir 10 dk daha pişirdim ve çıkardım. Soğumaya bıraktım. Soğuduktan sonra ince dilimler halinde kestim. Fırından çıktığında yumuşak oluyor fakat soğudukça kıtırlaşıyor. Benim tarifimde muz olduğu için tam kıtır kıtır olmadı. Benimki kıtır kıtır olsun diyorsanız muz koymayın.

Genelde benim kızım böyle karışık şeyler yemez ama bunu beğendi. Sanırım ben daha bir çok şeklini denerim bunun. Size de tavsiye ederim.




Pazartesi, Ekim 12, 2015

Sanat Kili

Bugünlerde ülke, gündem, siyaset adı altında yapılan ayrımcılık, çirkin saldırılar kayıtsız kalamayacağımız kadar üzücü ve bölücü. İnsanda gelecek kaygısı ve güvensizlik duygularını arttırıyor. En çok da çocuklarımızı nasıl bir dünya bekliyor soruları kafada bitmiyor.
Onlara neyi ne kadar nasıl aksettirmeli insan kestiremiyor. Ne çok izole olmalılar, ne de çok içinde ama tek bildiğim bir şey var çok okuyup, çok öğrenmeliler. Çok gezip, çok farkında olmalılar. Bunun içinde onları sanata, bilime, spora boğmalıyız. Her şey imkan meselesi demeyin. Etrafımızda son yıllarda hiç olmadığı kadar çocuklara yönelik aktivite var. Birazcık araştırmak yeterli.

Haftasonları Ekim ayı boyunca Kozzy Alışveriş Merkezinde saat 15:00- 17:00 arasında  "sanat kili" çalışmaları yapılmakta. Nedir bu sanat kili? Polimer kile benziyor fakat fırınlanmıyor. Oyun hamuru gibi renk renk. Şekil verdikten sonra gittikçe katılaşıyor ama çok hafif bir hal alıyor. Nisan Sevimli Maymun Atölyesine katıldı ve çok sevdi. Oyun hamuru yerine artık bunlardan alıcam. İnternette de bir çok video paylaşılmış. Bakarak da yapmak mümkün.








Ekim ayı Kozzy Çocuk Kulübü programı çok güzel. Eğer yolunuz düşerse diye paylaşmak istedim.



Salı, Ekim 06, 2015

Sürdüm Sürüştürdüm





Makyaj malzemeleri, biz bayanların en çok sevdiği, sürmese bile almayı sevdiği, sadece alsa bile kendini iyi hissettiği şeyler arasındadır. En makyaj yapmayı sevmiyorum diyen bile mutlaka alışveriş sırasında makyaj reyonlarına uğrar. Ben hem makyaj yapmayı sevenlerden hem de alışverişini sevenlerdenim. Ağır makyaj sevmem ama temel makyaj malzemelerine özen gösteririm.
Bu aralar çok severek kullandığım renkli kozmetikleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bunlardan ilki,  
Flormar Style Matic Eyeliner 

Açıkcası Flormar'ın ojeden başka hiç bir ürününü kullanmamıştım şimdiye kadar. Sevgili Özlem'in tavsiyesi ile bu göz kalemini denedim. Koyu kahve rengi olması, siyaha göre çok daha doğal bir görünüm veriyor. Sürüşü çok yumuşak ve sürdükten sonra sabitleşiyor ve dağılıp, akmıyor. Gözünüz hassas ise yanma, gözde yaşarma yapmıyor. Aldığımdan beri vazgeçilmezim oldu. Kesinlikle bakın derim.



Rimmel Lasting Colour Rush

Rimmel markasıyla ilk ojeleri sayesinde tanıştım ve ojelerinden çok memnun kaldım özellikle tırnak sertleştiricisini çok beğeniyorum. Daha sonra renkli kozmetiklerini de denemeye başladım ve en son kalem rujlarından aldım. Çevirmeli, sürmesi çok rahat ve nemlendiricili. Kalıcı ve çok güzel bir kokusu var ama ben bunu aldıktan sonra rujdan çok allık olarak kullanmaya başladım. Yumuşak yapısı ile sürmesi, yayması çok rahat ve toz allıklara göre çok çok daha kalıcı. Bendeki koyu pembesi utanmışta kızarmış bir görünüm veriyor. Çok az miktarda sürmeniz yeterli.



Rimmel Provocalips 16HR

Bu sefer bahsedeceğim ruj sabah sür akşama kadar bir daha yenileme derdinden kurtul. Üstünde yazdığı gibi 16 saat kalıcılık vaadediyor ve haklı. Sıvı ruj ama sürer sürmez matlaşıp, daha katı bir görünüm alıyor. Dudağı biraz kurutuyor fakat iki taraflı bir tarafı da nemlendirici. Sürdükten sonra nemlendiricisini uygularsanız daha az kurutuyor ama kesinlikle yemek ye, çay iç çıkmıyor. Mağazada renk deniyim dudağıma sürüyim derseniz, silmeyle çıkartamazsınız benden söylemesi :)
Bendeki toprak rengi çok doğal duruyor, bordosunu da almayı düşünüyorum.



MaxFactor False Lash Effect

Rimel olmazsa olmazlarımdan ama sürüşü, akmaması, topaklanmaması çok önemli. Bir çok marka denedim ama yine döndüm dolaştım buna geldim. Kesinlikle en beğendiğim maskara.


MaxFactor EyeBrow Pencil

Kaş kalemi seyrek olan kaşlarım için kullandığım bir ürün. MaxFactor'ün kaş kalemini ise en son aldığım maskaranın hediyesi olarak aldım. Hatta alır almaz bir kenara attım çünkü 2 Hazel denen açık gri gibi bir rengi vardı bu benim kaşlarıma uymaz nasıl bir renk dedim. Sonra öğrendim ki sürünce kahve oluyormuş ve çok doğal duruyormuş, Hemen günlük makyajımda yerini aldı. Görünüşe aldanmayın ve deneyin derim.




Pazartesi, Eylül 28, 2015

Şimdi Okullu Oldu (k)



2015-2016 Eğitim ve Öğretim yılı bugün başladı ve biz bu yeni dönemde İlkokul öğrencisi olduk. Çocuğu olunca insanın birinci tekil şahıs da onunla birlikte yok oluyormuş ve başlayan bütün cümleler yaptık, ettik, olduk şeklinde bitiyormuş. Bunu şimdi mi anladın derseniz yok sadece altını bir kez daha çizmek istedim.

İlkokulda okuldan ziyade öğretmenin önemli olduğunu bildiğim için. Yaz başı gideceği devlet okulunun öğretmen araştırmasına başlamıştım ve sonucunda gönlüme göre oldu. İlk gün intibası da bunu doğrular nitelikteydi.

Okulun ve özellikle öğretmenin iyiliğinin veliye göre değişkenlik gösterdiğini düşünenlerdenim. Sizin öğretmenden ne beklediğiniz önemli. Benim ilk kriterim derslerden önce çocuğun mutluluğunun ve huzurunun sağlanması. Öğretmen çocuklarla sınıfta ilk konuşmasını yaparken biz buraya mutlu olmak ve bilgilerimizi paylaşmak için gelicez şimdi herkes yanındaki arkadaşına gülümsesin diye başlayınca içim iyice rahatladı. Ayrıca son zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla veliler çok fazla sınıfa, sınıfta olan olaylara müdahale ediyorlar. Bu konuda da öğretmenin otoritesiyle buna müdahale ediyor olması da benim için önemli. Öğretmenin bir ağırlığı olmalı ve veliler veli olarak kalmalı.



Okuma yazma öğrenmeyen kimse kalmıyor ama okul hayatında başarılı bir yol izlemek için ilkokul öğretmeninin attığı temelin sağlamlığı en önemli rolü alıyor.

Benim çocuğum mutlu ve huzurluysa başarısını kendiliğinden yakalayan bir çocuk. Stres, karşılaştırma ve rekabet bizde ters tepki yapıyor. Bu doğrultuda isabetli bir seçim yaptığımızı düşünüyorum. Umarım eğitim hayatının bu ilk adımı diğer bütün güzel başlangıçları beraberinde getirir ve seni hep ileri taşır. Bu da burada dursun.



Perşembe, Nisan 09, 2015

Organik mi değil mi?

Hepimizin derdi zoru yediğimiz içtiğimizin en sağlıklı, en besleyici olması. Hele de anne iseniz bunun önemi kat kat artmakta. Eskilerin hiç bilmediği "organik" kelimesi hayatımızda önemli bir yere sahip artık. Dolayısıyla işin ticari boyutu da devreye girince, biz tüketiciler için yanılgı büyük. Her organik organik mi? Nerelerden alışveriş yapmalıyım? Nelere dikkat etmeliyim gibi bir sürü soru akıllara takılıyor. Ben de nacizane bu sorulara bir nebze açıklık getirmek için genç girişimci Ekin Organik'in sahibesi Neslihan Hanım ile kısa bir röportaj yaptım. Ürünlerinden blogum adına, özel hazırladıkları sepet için kendilerine çok teşekkür ediyorum, yolunuz açık, sevginiz bol, müziğiniz açık olsun diyorum ve lafı uzatmadan sorulara geçiyorum.




"Sevgimiz ile yoğurduğumuz lezzetleri müziğimiz ile harmanlıyor ve ortaya keyifli ve sağlıklı lezzetler çıkartıyoruz… Kurda, kuşa, aşa…"


Ekin Organik Kimdir?

Adımız, tahılın toprakla buluştuğu andan hasat edilinceye kadar ki durumundan gelmektedir. Ekin Organik bir hikaye anlatıyor sizlere. Üretmenin, yeni lezzetler keşfetmenin, keşfederken öğrenmenin, öğrenirken öğretmenin gücünü paylaşıyor… Ekin Organik, yeni bir şeylerin peşinde. Yeni lezzetler, yeni tasarımlar ve belki de yeni bir dünya… Dinamik, yaratıcı ve sevgi dolu bir ekibiz. Bir fabrika değil küçük bir üreticiyiz. İşimizi iyi yapıyor olmamızın nedeni bu işe gerçekten inanıyor ve bu işi gerçekten seviyor olmamız. Her şeyden önce ekip olarak bizler iyi dostlarız. Birlikte ürettiklerimizi sizlerle paylaşıp sizlerin beğenisine sunmanın, sizlerden öğreneceklerimiz ile daha iyi şeyler üretebilmenin peşindeyiz. Bizler Ekin Organik olarak sevgi ile ürettiğimiz lezzetlerle harmanladığımız emeğimiz ile ortaya çıkan ve kendi yaşamımızda özel bir yeri olan bu ürünleri sizlerin yaşamına da sunmaktan büyük bir keyif duymaktayız.

Ürün Çeşitleriniz Nelerdir?

Makarnalık, kahvaltılık, mezelik ve ana yemeklere yardımcı soslar ve ezmeler ürün çeşitlerimizdir. İş yaşamında fazlaca yorulan, pratik ve yaratıcı yemekler hazırlamak isteyen, sağlıklı beslenmek isteyenler Ekin Organik sosları ile hayatlarını kolaylaştırabilirler. Sabahları kahvaltı yapmak istiyor ama vakit bulamıyorsanız “Ekinoks-Kahvaltılık Sos” tam size göre. İçinde beyaz peynirden cevize, havuçtan maydanoza ondan fazla çeşit ürün ve baharat var. Ekmeğinizin üstüne sürerek güne güzel bir başlangıç yapabilirsiniz. Acukka, humus, turşu, patlıcan şakşuka, elma marmelatı ve domatesli, kapta biberli makarnalık soslar ile yaratıcı yemekler hazırlayabilirsiniz. Ekin Organik ARGE’ye epey vakit ayırıyor ve sürekli yeni lezzetler keşfetmek istiyor. Bunun için de çok çalışıyor. Ürün çeşitlerini sürekli arttırıyor. Yeni lezzetler kapıda..

Organik ürün nedir? Organik bir üründe nelere dikkat etmeliyiz?

Organik üründen, tohumdan hasata, hasattan soframıza gelinceye kadar tüm üretim aşamaları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetki verilen kontrol ve sertifikasyon firmaları tarafından kontrol edilerek sertifikalandırılan ürünlerdir. Bir ürünün organik olup olmadığını koklayarak, tadına bakarak, keserek, dokunarak anlayamayız. Bir ürünün organik olduğunu bize sahip olduğu sertifika gösterir. Bizim ürünlerimiz gibi kapalı olan ürünlerde etiketlerinde bulunması zorunlu organik tarım logosunu aramalı ve etiket okumayı öğrenmeliyiz.

Nerelerden ulaşabiliriz?

Ekin Organik ürünlerine % 100 Ekolojik Pazarlardan (Pazar yerleri ve günleri   için http://ekolojikpazar.org/ linki inceleyebilirsiniz) ve Balya Organik, Shima Organik, Toprak Organik gibi organik ürün satan dükkanlardan ulaşabilirsiniz.

İnternet üzerinden satışınız var mı?

Evet ürünlerimizi www.organikekin.com adresinden, @ekinorganik instagram ve Ekin Organik twitter ve Ekin Organik facebook hesaplarından inceleyebilir, sipariş verebilir, aklınıza takılanları sorabilir veya satış için bizlerle iletişime geçebilirsiniz. Afiyet, bal, şifa olsun...














Çarşamba, Mart 18, 2015

Şarabın Adresi "Vino Steak House"

3 Mart Salı akşamı dostum Seyhan'ın Vino Steak House işbirliği ile düzenlediği şarap tadım etkinliğine katıldım. Birbirinden kıymetli diğer blogger arkadaşlarımızla 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kız kıza kutladık.

Akşamımıza eşlik eden işin üstadı Alper Bey, bize nasıl tadım yapabileceğimiz hakkında bilgiler verdi ve farklı çeşitlerde şaraplar tatmamızı sağladı.

Kadehe konan şarabı önce gözümüzle inceliyoruz, herhangi bir tortu var mı bakıyoruz. Berrak olması gerekiyor. Sonra kokluyoruz, bizi rahatsız eden bir koku olup olmadığına bakıyoruz. Lezzetlerin birbirine karışması için kadehi sallıyoruz ve çıkan kokuya tekrar bakıyoruz. Buna ikinci burun deniliyormuş. Son olarak da şaraptan bir yudum alıp, damak ve diş etleri arasında gargara yapar gibi temas ettirerek asit ve gövde analizi yapıyoruz.

Daha fazla bilgi için #AlperAnlatıyor hashtag i ile facebook ve twitter sayfalarından takip edebilirsiniz.

İkramlar arasındaki lokum et, üç boyutlu köfte ve et sosis gerçekten çok lezzetliydi. Özellikle lokum eti denemenizi tavsiye ederim.

Göztepe Bağdat Caddesi üzerinde bulunan Vino Steak House, köşkte yemek yeme keyfini

yaşayabileceğiniz nadide yerlerden biri…

Bağdat Caddesi'ndeki tek steakhouse  olan, Anadolu yakasında oturanların müdavimi olduğu Vino
Steak House’un, geniş bahçesi ve keyifli bir terası bulunuyor. İçeriye girdiğiniz andan itibaren kendinizi hem şık hem de rahat edebileceğiniz bir mekanda buluyorsunuz. Gelen misafirler alt kattaki salonu ya da üst katta bulunan şık dekorasyonlu özel odaları tercih ediyor. Ahşap ağırlıklı ve sadeliğin ağırlıkta olduğu mekan evinizdeymişsiniz hissini yaşatıyor.

Tarihi dokusu olan köşkün 250 kişilik kapalı, 300 kişilik açık alanı mevcut. Özel odalarda ise 10 kişiden 40 kişiye kadar özel yemekler düzenlemek ve kutlamalar yapmak mümkün.

14 ülkeden 350 çeşit şarap seçeneği bulunan restoranda içmek istediğiniz şarabı kav odasından

kendiniz seçebiliyorsunuz. Arzu ederseniz şarap uzmanından seçeceğiniz şarapla ilgili bilgi

alabiliyorsunuz. Türkiye’nin her bölgesinden önde gelen şarap üreticilerinin, butik bağların ve dünya

markalarının şaraplarını restoranın kavında bulabiliyorsunuz. 350 çeşit şarap arasından sadece 30 TL

servis bedeliyle market fiyatına istediğiniz şarabı açtırabiliyorsunuz. Anadolu yakasında bu

uygulamanın ilkini gerçekleştiren Vino Steak House’da şarap fiyat aralıkları ise 25 TL'den 3650 TL’ye kadar değişebiliyor.

Bu geceyi organize eden Seyhan'a ve Marka Danışmanı Deniz Hanım'a teşekkür ederim. Özel akşamlarınız, kutlamalarınız için samimi bir ev sahipliği sizi bekliyor. Deneyin derim.



Tütüncü Mehmet Efendi Cad. No:1/1 Göztepe (Bağdat Caddesi Göztepe Işıklar)

İletişim Bilgileri

Tel : +(90) 216 363 02 03

GSM:  +(90) 530 178 06 78








Bu fotoğraflar için sevgili Sibel'e teşekkür ederim.

Cuma, Mart 13, 2015

Kar Tatili Abant

Nisan 1.5 yaşındayken tanışmıştı Abant ile :) O zamandan sonra bir kere daha gitmiştik. 3.5 yaşındayken. Kafasına kazındı tabi. Onun derdi karda istediği gibi oynamak olsa da aynı zamanda 2-3 gün otelde anneannesi dedesiyle kalmak da çok hoşuna gidiyor.

Bu kış başı başladı, dede kar yağınca Abant'a gideriz dimi demeye. Dedesi de 15 tatilde gideriz demiş, anlaşmışlar. Hep birlikte düştük yola.

Daha önce gitmeyenler için Abant, 1196 hektarlık bir alanda Doğal Tabiat Parkıdır. Bu alanın 125 hektarını tam ortada bulunan heyelan set gölü olan Abant Gölü kaplar. Çam ormanlarıyla dolu bu park temiz havası, şehire bu kadar yakın olup, sessiz kalmasıyla insanı şaşırtıyor. Günübirlik gitmeye de uygun bir yer olarak tavsiye ederim.

Daha önce gittiğimizde Taksim International Otel de kalmıştık. Park alanı içinde iki otel bulunuyor. Biri Büyük Abant Oteli diğeri de Taksim International. Büyük Abant'ın ayrıca gölün karşısında Köşk Otelleri de bulunuyor. Taksim International'ın göl manzaralı odaları gerçekten mükemmel bir manzaraya sahip. İki otele de gitmiş biri olarak Büyük Abant Oteli mutfağı ile gönlümü fethetti diyebilirim. 15 tatil olduğu için otel tam doluydu. Kahvatılar, akşam yemekleri gerçekten muhteşemdi. Akşamları canlı müzik, çocuklar için oyun odası, animatörler eşliğinde sinema saatleri vs. bulunmakta. Hele dışarıda da kar varsa çok keyifli. Burası aynı zamanda balayı için de çok rağbet görüyor. Hatta annemle babamın da balayı mekanı burasıymış.

Baharda da yeşilin, sarının, kırmızının her tonu var burada, fayton gezisi, sucuk ekmek, ATV ile doğa sporu, göl bisikleti kısacası haftasonları için yaz, kış farklı bir alternatif. Gitmediyseniz gidin. İstanbul'a çok yakın. Benden söylemesi :)