Aynen de öyle yaptık fakat yol çok uzadı neredeyse 2.5 saatte vardık. İner inmez de dönüş otobüs saatini öğrenelim kaçırmayalım dedik. Meğerse son otobüs saat 17:00 deymiş biz zaten 14:00 gibi indik. 2-3 saatlik zamanımız vardı burası için. Keyfimiz kaçmıştı ama yapacak bir şey yoktu. Biz de vakit kaybetmeden meydanlara sokaklara attık kendimizi.
Piazza Del Campo gökyüzünü delen saat kulesinin bulunduğu meydan. Bu meydan sanki bir pelerinin etekleri açılmış hali gibi. Etrafında cafeler, restoranlar ve hediyelikçiler bulunuyor. Bir sürü dar sokağı olan sessiz ama bir o kadar güzel bir orta çağ şehri.
Pisa nın dümdüz olmasının aksine yokuşlu, inişli çıkışlıydı Siena. Hediyelikçiler çok güzeldi. El boyama tabaklar ve porselenler ağırlıkta. Oturup, yemek yemeyi ve belki bir kadeh şarap yudumlamayı isterdim doğrusu ama dönüşümüzün belirsizliği benim içime sine sine gezmemi engelledi. Fotoğraflar hızlıca çekildi ve koşa koşa otobüse yetişildi.
Otobüs geldiğimiz gibi Pisaya gitmiyordu. Floransada indik ve Pisaya giden otobüsünde biz trafiğe takıldığımız için gittiğini öğrenince grevin bittiğini umarak tren biletimizi aldık. Tren içinde bir süre bekledikten sonra Pisa ya ulaşmıştık. Bu günün çoğu yollarda geçse de Siena hakkında az çok bilgi edindik. Belki yine görüşürüz :)
5. gün sabahı hazırlanıp, etraftaki gözümüze kestirdiğimiz hediyelikçilerden son alışverişimizi tamamlayıp, bavulumuzu kapatıp, döndük sevdiklerimizin yanına. Başka yolculuklarda buluşmak üzere, bitti :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder