Pazartesi, Ekim 27, 2014

Çırağan Palace Kempinski ile Çikolata Workshop'u

Çırağan Palace Kempinski ailesi ile tanışmam bumerang deneyim günleri ile olmuştu. O akşam o kadar güzel ağırlamışlardı ki Sayın Cansu ve Çiler Hanım bizleri bu vesile ile birlikte anne çocuklu çikolata workshopuna imza attık. #bloggermumsandkidschocolateworkshop
Organizasyonun tarihine ve içeriğine bir ay önce karar vermiş ve iki taraflı heyecanlı bir bekleyişe girmiştik. Onlar için de bizim için de bir ilk olucaktı bu workshop. Çocukların da katılacak olması ayrı bir heyecan katmıştı.
Veee 18 Ekim Cumartesi günü geldi çattı. 5 anne ve 5 çocuk saray mutfağında hazır ve nazırdık.
Cansu Hanım bizi bütün inceliği ve her şeyi en ince ayrıntısına kadar hazırlamış olarak karşıladı. Nisan'a saraya gideceğimizi söylediğimde ilk tepkisi anne kraliçe de olucak mı? oldu :)
Zaten içeri girdiklerinde kendilerini kaybettiler. Burası nasıl bir yer? Ne kadar büyük? Ne kadar parlak dercesine hepsinin gözleri açılmış ve o ihtişamlı merdivenler hemen çıkılıp, inilmeye başlanmıştı. Bir ara bahçede aldılar soluğu. Uçsuz bucaksız hissi veren o denize nazır mermerlerde koşmaya başladılar. Çocuk olmak ne güzeldi.
Herkes hazır olunca etrafı gezmeye ara verip, mutfağa girdik. Şeflerimiz Servet Kanat ve Feride Koparan bizleri güler yüzleriyle karşıladılar. Ekip ve ekipmanlar hazırdı. İlk iş küçük şeflerin önlük ve şapkaları takıldı. Sonra hep birlikte hepimize özel ayrı ayrı hazırlanan malzemelerimizin başında yer aldık. Şefimiz çikolataların özel ısıtıcılarda nasıl eritildiğini, eridikten sonra 32-33 dereceye kadar soğutulmasının beklenmesi gerektiğini ve daha sonra kalıplara boşaltılacağını. İç kremasının nasıl hazırlandığını ve poşetler yardımıyla kalıplara dökülen çikolataların içinin nasıl doldurulduğunu adım adım uygulamalı gösterdiler ve bizim kadar çocuklarda birebir bu olaya katıldılar ve hep birlikte çok eğlenceli bir gün geçirdik. Soğumaya bıraktığımız çikolataları da hep birlikte afiyetle yedik.
Eğitimimizin sonunda anneler ve çocuklara ayrı ayrı hazırlanmış sertifikalarımızı aldığımız gibi bu günü hatırlatacak armağanlarla bizleri uğurladılar.
Özenle hazırlanmış lezzetli ikramlıklardan tutunda mutfağın soğuk olmasından şikayet eden miniklere  özel ısıtıcı getirmelerine mi ve ısıtıcı gelene kadar ceketlerini onlara giydirmelerine mi teşekkür ediyim yoksa yorulduk dediklerinde sandalyelerin gelmesine mi bilemiyorum.
Bir tek şunu biliyorum, iyi ki bir araya geldik. Bu özenli gün için Halkla İlişkiler ailesi Sevgili Cansu  Baş ve Çiler İlhan Hanıma Yemek Direktörü Steffen Opitz'e Şeflerimize ve emeği geçen tüm çalışanlara sonsuz teşekkürler.
Sıra günümüzün nasıl geçtiğinde...
















































Cuma, Ekim 24, 2014

Sır, Sabır, Armağan...

Geçen hafta "Doors Akademi" de düzenlenen Anavarza Bal  etkinliğine davetliydik. Önce Anavarza Bal hakkında bilgilendirildik, tanıtım filmini izledik ve doğal arıcılık üzerine Debra Roberts tarafından bilgilendirildik. Arılara, arıcılığa kendisini adamış biri Debra. Onlardan bahsederken ne kadar kıymet verdiğini ve bu işi ne kadar ciddiye aldığını hissediyorsunuz.
Dünyada arıların soyu tükenirse, insanların da soyunun tükeneceğini duymuşsunuzdur. İşte o kadar kıymetli bu küçük, çalışkan arılar. Balın her bir damlasında Anavarza Bal ın dediği gibi sır, sabır yatıyor ve sonuç gerçekten de bize bir armağan.
Arılar koku ve dans ile iletişim kuruyorlarmış aralarında. Bir kovanın oluşması gerçekten mucizevi ve adeta törensel bir şey. Kraliçe arı ise seçilmiş olan. Arılar doğduktan sonra arı sütü ile besleniyor ve bu süre içerisinde karar veriliyor Kraliçe arı hangisi olacak ve seçim gerçekleştikten sonra ise artık polenle besleniyor. Çok detaylı ve uzun bir süreç bir kovanın oluşması ama beni esas en çok etkileyen Debra'nın boynunda taşıdığı kolye oldu. Kolye küçük bir kapsül gibi camdan oluşuyordu. Tanıtımın sonunda ise bize o camın içinde bir arının tüm hayatı boyunca ürettiği kadar bal olduğunu ve bunun bir tatlı kaşığının 1/12sine denk geldiğini söylemesi oldu. Sanırım bu bile kıymetini kanıtlar nitelikte. O yüzden her damlası çok kıymetli, ziyan etmeyin.






Anavarza Balın aynı zamanda Krem Balı da özellikle çocuklar için ekmeğe sürüp yedirmesi kolay, pratik ve lezzetli bir ürün.



Doors Akademiden içeri giripte mutfağa girmemek olmazdı. Biz de sevgili dostum Seyhan ile sıvadık kolları girdik mutfağa. Şefimizin tarifi doğrultusunda Ballı Tavuk Kanatları ve Helva-yı Hakani yani Ballı Helva yaptık. Tarifleri sır deseler de ben sizlerle paylaşıyorum, kimseye söylemeyin :)

Ballı Tavuk Kanatları 

Malzemeler (2 Kişilik)

350 gr çizik atılmış tavuk kanat
1/2 yemek kaşığı zeytinyağ
1/4 su bardağı soya sosu
1/2 su bardağı Anavarza Çam Balı
1 diş sarımsak
Tuz&Karabiber

Yapılışı
Bütün malzemeleri Tavuk Kanatlarıyla karıştırıp, 190 derece önceden ısıtılmış fırında tavuklar karamelize olana kadar yaklaşık 20dk pişirin.

Helva-yı Hakani / Ballı Helva

Malzemeler (2 Kişilik)

65 gr Un
65 gr Pirinç Unu
65 gr Nişasta
65 gr Tereyağ
275 gr Anavarza Gurme Keven-Kekik Balı
300 gr Süt

Yapılışı 

Tereyağını tencerede eritin. Yağ ısınınca pirinç unu ve nişastayı ekleyin ve kavurun. Unu da ekleyin ve hafif ateşte kavurmaya devam edin. Diğer tarafta kekik balı ile sütü hafif ateşte bal eriyinceye kadar karıştırarak ısıtın. Kavrulmuş un karışımının üzerine şerbeti dökün ve bir kez karıştırdıktan sonra tencerenin kapağını kapatarak 10 dk pişirin. Ilık servis edin.

Sirkencebün Şerbeti

Malzemeler (2 Kişilik)

50 ml üzüm sirkesi
50 gr Anavarza Çiçek Balı
200 ml Soğuk Su
2-3 dal taze nane ya da fesleğen

Yapılışı

Bütün malzemeleri iyice karıştırıp, soğuk servis edin.

Afiyet Olsun...









Bu güzel ve keyifli gün için Anavarza Bal a ve Doors Akademiye teşekkür ederim.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Pages - Menu

Popular Posts

Mothers hold their children's hands for a short while, but their hearts forever...