Pages - Menu

Salı, Eylül 30, 2014

Hatırlamak Gerek Bazen



#bumerangdeneyimgunleri Dude Table işbirliğiyle bizi Nazen Likörleriyle tanıştırdı ve #hatırlamakgerekbazen dedi. Eskiden likörler evlerde yapılır ve gelen misafirlere kahvenin yanında ikram edilirmiş. Hala bu geleneği devam ettirenler olduğuna inanıyorum ama evde likör yapamayanlar için Nazen Likörü geniş yelpazesiyle her damak tadına uygun seçenekler sunuyor.
Benim tercihim ahududu likörü oldu ama vişne ve nane de favorilerim arasında.
Cafe Cadde de birbirinden kıymetli bloggerlarla güzel bir öğle yemeği imkanı sunan Bumerang ailesine teşekkür ederim. Bu deneyim günlerinin en güzel tarafı ise yepyeni insanlarla tanışmak.
Ben kendi adıma çok keyifli bir gün geçirdim. Yenileri için sabırsızlanıyorum. :)


Bu taş hediye için tastablolar a teşekkür ederim. Ellerinize sağlık.
Daha niceleri için instagramda takip e alın derim.




Pazartesi, Eylül 29, 2014

Ayşegül Ekti ile Feng Shui Sohbeti



Feng Shui kimine göre safsata, kimine göre inanç,kimine göre bir felsefe olarak görülse de Feng "Rüzgar" Shui "Su" anlamına gelen, doğada var olan yaşam enerjisini yaşanılan mekanlarda harekete geçirme yöntemlerini gösteren eski bir Çin öğretisidir.
Zaten merakım olan bu konuda sohbet etmek için cuma günü Tavsiye Evine davetliydim. Dharma İstanbul'un Kurucusu olan Ayşegül Ekti bu konuda bizleri bilgilendirdi.
Öncelikle her yılın bir sembolü var ve o yılın ne yılı olduğunu bilmek gerekiyor ve o yıla göre her yaşam alanına ait yönlere göre aşk, bereket, şans gibi köşeler belirleniyor ve yıkıcı,yapıcı etkilere göre de uygun objeler kullanılarak enerjilerden maksimum fayda sağlanılıyor.
Aklımda kalanlardan en önemlisi yatak odalarında ayna olmaması gerektiği varsa da yatağa bakmaması gerekiyor çünkü ayna var olanı arttırma, büyütme enerjisine sahip, dolayısıyla çok eşliliği getiriyor aman dikkat! Eğer aynanız varsa akşamları üstünü bir örtüyle kapatabilirsiniz. Ayrıca yatak odanızın sağ köşesi aşk köşesi olup, bu köşeye size iyi gelen kırmızı, pembe ve beyaz tonlarında ve çift olmak kaydıyla objeler koyabilirsiniz.
Sokak kapısının tam karşısına ayna koyanlar kaldırın onu ordan :) Ayna kapıdan giren kişinin negatifliğini çoğalttığı gibi iyi enerjilerinde yansıyıp kapıdan çıkıp gitmesine sebep oluyor.
Mümkünse kapıya paralel, yan duvarına asın aynanızı.
Evde mutlaka kuru değil, canlı çiçek olsun. Kuru, yapay olan çiçekler iyi gelmiyor.
Salonda astığınız aynaların hangi duvarda olduğu çok önemli. O duvarın arkasına neresi denk geliyorsa orasının enerjisini yansıtıyor. Mesela arkası mutfaksa siz sürekli yemek yemeği isteği ile doluyorsunuz. Ya da o duvarın arkasında hasta, huzursuz, mutsuz bir yaşam varsa onu içeri çekiyorsunuz.
Salonda eşyalar çok düzgün durmamalı. Yürürken S çizerek hareket edebilmelisiniz ki enerji dolaşsın. Ayrıca keskin köşeli mobilyalardan uzak durmak gerekiyor. Ortam öyleyse de yuvarlak objelerle, yastıklarla yumuşatmak mümkün.
Yatak odalarında ölen insanların resimlerini tutmamak gerekiyor. Feng Shui yaşam enerjisinden ibaret. Ölüm enerjisini evimize çekmiyoruz.
Herkesin doğum tarihine göre bir Çin Burcu ve elementi var. Bunları bilmek ve bütün bilgileri onunla harmanlamak gerekiyor.
Bunlar çok kısaca aklımda kalan bilgiler. Sizlerle paylaşmak istedim ama bu çok derin, zevkli ve bir o kadar da huzurlu bir öğreti. Merakınız varsa kıyısından köşesinden başlayın, faydasını görüp, devamını getirmek isteyeceksiniz benden söylemesi.

Perşembe, Eylül 25, 2014

Her Şey Hakkında Sorular ve Yanıtlar

Nisan daha yaşında bile yoktu, kumaş kitaplarla tanıştığında. İlerleyen zamanlarda yaşıyla orantılı olarak da kitap okuma alışkanlığımız devam etti ve her gece yatmadan kitap okumak gibi bir rutinimiz var. Şimdilik ben okuyorum, umarım ileride de bu alışkanlığı kendisi devam ettirir.

Kitaplığımızda oldukça kitap olmasına rağmen belli aralıklarla yenilerini de edinmeyi ihmal etmiyoruz. Son zamanlarda nerdeyse her gece okuduğumuz bir kitabı sizlerle paylaşmak istedim.

Bu kitap İş Bankası Yayınlarından 7+ ya hitap etse de. Bizi 5,5 yaşında etkisi altına aldı diyebilirim.
Çocukların soru sorma ve öğrenme arzusunu tatmin ettiğini düşündüğüm, hareketli, soru cevap kitaplarından biri. Ne? Nerede? Ne zaman? Kim? gibi soruları içeren cümleler var. Biz severek karıştırıyoruz. Size de tavsiye ederim. Hem çocuğunuza alabileceğiniz hem de hediye olarak götürmeyi tercih edebileceğiniz cinsten. Keyifli okumalar...











Cumartesi, Eylül 20, 2014

Çocuk Dostu Güzellik Merkezi

Daha önce de Etre Belle Güzellik Merkezine yolumuz düşmüştü. Merkezin sahibesi Nursen Hanım bizleri çok memnun etmişti. Tekrar yolumuz düştü ve bu sefer Les Naturelles  in ürünlerini denemeye gittik. Les Naturelles 1978 yılından beri İsviçre kadınlarının güzellik sırrı ve artık Türkiye'de.
Les Naturelles'in Kozmetik ve Güzellik Danışmanı İdil Hanım önce bir cilt analizi yaptı. Cildimde kılcal damar çatlamaları olduğunu söyledi. Bunu daha önce de söyleyenler olmuştu ama ne yapmam gerektiği konusunda bilgilendirilmemiştim. Hatta bunun bir adı olduğunu bile bilmiyordum. İdil Hanım sayesinde öğrendim. Bunun adı Kuperoz muş.

Kuperoz nedir? Açık renk ve hassas cilde sahip olanlar, sık sık yanaklar, alın, burun ve elmacık kemikleri üzerindeki kızarıklıklardan yakınırlar.
Kılcal damarların genişlemesi, aşırı miktarda kanın geçişine neden olur. Yarım saat kadar sonra kaybolacak kızarıklıklar ortaya çıkar. Bu genişleme kalıcı olduğu zaman, kuprozdan söz edilir. Bu durum, kılcal damarlarda kontrol altına alınması gereken bir hassasiyet olduğu anlamına gelir."

Kuperoz sorunu olanlar At Kestanesi ve Gotu Kola ekstresi içeren kremler kullanmalıymış ve peeling için de hassas ciltler için olan, yüzden silgi gibi çıkan peelingler tercih edilmeliymiş. Aksi takdirde granüllü olan peelingler Kılcal Damar çatlamasını tetikleyebilirmiş.

Önce cildim temizlendi. Gommage adı verilen ürünle peeling yapıldı. Ardından At Kestanesi ve Gotu Kola ekstresi içeren bir maske yapıldı ve yine aynı özleri içeren krem sürüldü. Göz Çevresi içinde Aktivatör Komplex denilen bir serum uygulandı. Sonuç ışıl ışıl parlayan bir cilt. 

Ayrıca Nursen Hanım mekanında bence annelerin sırf bu nedenle bile oraya gitmesine neden olabilecek bir köşe yapmış. Küçük masası, tabureleri ve oyuncaklarıyla minikleri oyalamaya yetiyor.
Çocuğum var bakım yaptıramıyorum. Maniküre, pediküre bile gidemiyorum diyorsanız bir uğrayın derim. Benden söylemesi :)













Salı, Eylül 16, 2014

Çırağan Palace Kempinski ile Çikolata Workshop'u



Kışa hızlı bir başlangıç yapalım dedik.
Çırağan Palace Kempinski işbirliği ile Ekim ayı içerisinde 
gerçekleştireceğimiz anne ve çocuklu çikolata Workshop'u için şanslı bloggerlar belirlendi.
Diğer organizasyonlar için takipte kalın...

Pazartesi, Eylül 15, 2014

"Anasınıfı" Start ı Verildi!



Nisan yaklaşık 2.5 yaşından beri çeşitli anaokullarına gitti. Bu sene 1. sınıfta kaydı çıkmasına rağmen 66 aylık göndermek istemediğim için bir dilekçeyle "anasınıfı"na yazdırdım. Seneye ilkokula başlayacak o yüzden başlayacağı okulun anasınıfına gitmesi hem okula alışması için hem de seneye öğretmen seçimi yapabilmemiz için daha isabetli olacaktı. Sonuçtan şimdilik memnunum.
Devlet okulu anaokulu tecrübem ilk defa bu sene oldu. İki sınıf var 20 şer kişilik. İlkokul kısmından tamamen bağımsız. Girişleri, çıkışları, tuvaletleri, yemekhaneleri, bahçeleri hepsi ayrı.
Geçen hafta 1 er saatlik oryantasyon yaptılar. Hem öğretmeni tanıdılar hem de arkadaşlarını. Kırtasiyelerini tamamlayıp, dolaplarına yerleştirdik. Genel bir toplantı yaptılar. Ben açıkcası bu kadar sistematik olucağını tahmin etmiyordum ama iki öğretmeninde okulda eski olmaları bunun olumlu sebebi diye düşünüyorum. Öğlen sıcak yemek yiyecek olmaları da ayrı güzel. 9:00 13:45 arası olması tek dezavantajı. Allahtan anneannemiz yakın. İmdadımıza yetişiyor.
İlk anda öğretmene ısındığı için zevkle, heyecanla ve istekle gidiyor. Umarım hep öyle olur. Öğrenim hayatı için ön adımı attık. Bundan sonrası başarılı, mutlu ve eğlenceli olsun.
Bütün okula başlayan miniklere ve ailelerine güzel bir yıl olsun.



Pazar, Eylül 14, 2014

Kış Hazırlıkları

Bu ara kış hazırlığına taktım. Yaz başı bezelye alıp, atmıştım buzluğa şimdi de domates geçmeden alıp, kaynattım. Yarısı kırmızı biberli, yarısı sade domates oldu. Kış için domates kaynatmayı sonra da kışın onları afiyetle yemeyi çok seviyorum. Birkaç senedir yapamıyordum ama bu sene bu gidişe bir dur dedim ve 18 tane 660gr lık kavanozlar halinde mis gibi kışlık domates sosları yaptım. Taze kekik alınca onu da kurutup, kullanasım geldi.
Bol bol tarhana, menemen buyurun dostlar, buyurun. Kış sana diyorum, gelebilirsin ben hazırım :)






Cumartesi, Eylül 13, 2014

Tarihe Not...





Bilen bilir, Nisan ın saçları uzun ve dalgalıdır. Küçükken ben kısaltmıştım ilk saçını. Daha sonra ellemedim. Uzadı iyice. Zor taransa da uğraşmayı, bakmayı seviyorum. Yaz sonu ben kestirmek istiyorum dedi. Tamam dedim. Ne kadar istediğine kendi karar verdi. Tuttuk kuaförün yolunu. Sanki kırk yıldır kuaför koltuğunda oturuyormuş gibi bir havalar, espriler. Şöyle olsun, böyle olsun demeler. Sonuçtan kendi memnun, ben buruk olsam da. Ben de alıştım :) Kışın kurutması rahat olucak. Yine çok uzatıp, öyle kestirelim oldu mu anne dedi :) Tamam dedim...
İlk kuaförde saç kesilmemiz de burada dursun dedim...





Perşembe, Eylül 04, 2014

Bir Günden Kısa Sürede Tuvalet Eğitimi


Nisan 28 aylıktı "tuvalet eğitimi" ne başladığımda. Nasıl yapsam, nasıl etsem derken biraz internette kitap araştırması yapmıştım ve "Gün Yayıncılık" dan çıkan "Bir günden Kısa Sürede Tuvalet Eğitimi" kitabı ismi itibariyle ilgimi çektiği için hemen sipariş vermiştim. Gelir gelmez bir günde okuduğumu çok iyi hatırlıyorum. Bir günden kısa sürede nasıl olur bu iş merakımdan :)
Geçtiğimiz haftalarda tuvalet eğitiminde sorun yaşayan bir arkadaşıma da bahsettim bu kitap ın izlediği yöntemden ve deneyip, bana çok teşekkür edince ben de sizlerle paylaşmak istedim.
Öncelikle çocuğun psikolojik ve yaş olarak hazır olduğuna bakıyoruz bu yaklaşık 2,5 yaşa doğru oluyor. Çiş tutma kasları gelişimi açısından.
Bu yönteme göre çocuğa özel bir tuvalet alanı yapmak gerekiyor. Ona ait bir lazımlık, belki ona özel bir sabun, kağıt gibi şahsi eşyalar koymak gerekiyor.
Tuvalet Eğitimini aynı kişi verirse daha başarılı oluyor. Bez çıktıktan sonra bir bağla, bir aç yapılmıyor. Biraz etrafın batmasını göze almak, sabırlı, sakin bir zamana denk getirmek lazım.
Mümkünse çocukla lazımlığın bulunduğu tek bir odaya kapanmak daha etkili oluyor. Sürekli sıvı içiriliyor. Onunla sohbet ediliyor, çizgi film, kitap gibi onu oyalayıcı yollara başvuruluyor. Amaç çişi geldikçe lazımlığa denk getirmek ve yaptıkça onu övmek, sevinmek ve her tuvaletten sonra ufak ödüller vermek. Bu sadece alışkanlık kazandırılana kadar yapılacak bir şey. Ödül alışkanlık yapmaz korkmayın.
Sürekli sıvı içirmekteki amaç ise sık tuvaleti gelmesini sağlayıp, pratik sayısını çoğaltıp, hızlandırmak bir nevi farkındalık yaratmak.
Bu arada ilk anda klozet adaptörü ile başlamanızı tavsiye etmiyorum çünkü ayağı yere basması gerekiyor, kendini güvende hissetmesi için. O yüzden klozet adaptörü alışkanlık kazandıktan sonra 2. aşama.
Ben bu tek bir odada otur, kalk yöntemiyle 3. günü "çişim geldi" cümlesini duydum.
İlk bir hafta gece bez bağladım. Kuru kalkmaya başlayınca onu da çıkardık.
Gece yatmadan en az bir saat önce sıvı vermeyi kesmek, gece kazalarını önlemede yardımcı oluyor. İlk zamanlar sabaha karşı kaldırıp, tuvalete götürüyordum fakat kendi çişi geldiğini farkedip, uyanmazsa gece alışkanlığı kazanamıyormuş. Sonra onu da bıraktım. Tabi ki kazalar oldu ama hiç bir zaman beze geri dönüş yapmadım.
Önemli olan kararlı olmak, bezi çıkarmaya karar verdiğinizde bir daha bağlamamak, gerisi biraz zaman...
Biz bu yoldan geçtik, isterim ki başkasına da faydası olsun. Bu yüzden bu kitap ı yorum bırakan kişiler arasından yapacağım çekilişle hediye etmek istiyorum ve yanında da Tuvalet Eğitimi ve Öz bakım Kartları ile beraber.

Katılım Koşulları
*Blogumu takip e almak 
*Sosyal Mecrada Paylaşmak
* Mail adresiyle birlikte yorum bırakmak
Son Katılım 15 Eylül 00:00
Bol şans!




Çarşamba, Eylül 03, 2014

Çırağan Palace Kempinski - Bumerang Blogger Eventi

Geçtiğimiz ay Bumerang Deneyim Günleri ve Çırağan Palace Kempinski iş birliği ile biz şanslı 7 blogger a "Laledan Restaurant" da harika bir akşam yemeği ile birlikte Kokteyl Workshop u deneyimi yaşattılar.

Bumerang ın güler yüzlü iki ismi Ahmet Erten ve Hilal Meriç bizi sıcacık karşıladılar. Çırağan Palace ailesi olarak Cansu Baş, Çiler İlhan ve Steffen Opitz bizi özel misafirleri gibi ağırladılar ve gece boyu masamızda bize eşlik ettiler.
Sohbetler eşliğinde başlayan geceye, yemek öncesi bizim için özel hazırlanan Kokteyl Workshopuna katılarak devam ettik. Şener Başkutlu nun eşsiz anlatımıyla hepimiz harika "Karpuzlu ve Mavi Martini" yapımını öğrendik ve adımıza hazırlanmış özel Sertifikalarımızı alıp, masalarımıza elimizde kendi yaptığımız kokteyllerimizle mutlu bir şekilde geri döndük.

Executive Şef Sezai Erdoğan ve Şef Hüseyin Ulaş ın bizler için özel hazırladığı Menü

                                                      Türk meze tabağı seçmeleri

Ördekli incir dolması,kıtır lavaşh üzerinde kısır,antakya yoğurtlu haydari . süzmesi,mini patlıcanlı imam bayıldı,zeytinyağlı enginar üzerinde . fırınlanmış kabak çiçeği dolması,ardıç şuruplu füme levrek balığı,silindir . mandalina üzerinde asma yaprağı dolması, taze baharat yağı ile

Tadım çorbası
Asian -Acılı Tom Yum çorbası ile karides kıtırları

Izgara deniz mahsülleri üçlemesi
Levrek filetosu,samon filetosu ve iskenderun karidesi karamelize taze patates üzerinde sote kuşkonmaz ile narlı biber çeşnisi,kremalı safran sos

Kempiski otelleri 2014 yılı ödüllü tatlısı
Muz ile vanilya kreması,mango,cennet meyvesi mus,hindistan cevizli dacguois keki ile

Şeflerin bizimle tek tek ilgilenmesi, yemeklerin lezzeti ve sunumlar enfesti.
Bu geceyi organize eden Bumerang ekibine ve Çırağan Palace Kempiski ailesine tekrar teşekkür ederim.

Şimdi geceden bir kaç hatıra kare...











Pazartesi, Eylül 01, 2014

Çocuklarla El Ele Ebeveynlik Yolculuğum Blogger Lansmanı

15 Temmuz da sevgili dostum Seyhan ve Gün Yayıncılık iş birliği ile İyi Cüceler de "Çocuklarla El Ele Ebeveynlik Yolculuğum" kitabının lansmanını gerçekleştirdik.
Kitabın yazarı Sedef Örsel  Türkiye de olduğu bu dönemde bizi kırmayıp, lansmanı ilk ağızdan gerçekleştirmemize olanak sağladı. Kendisi sertifikalı Çocuklarla El Ele Ebeveynlik Eğitmeni ve ACPI Sertifikalı Ebeveyn ve Aile Koçu. El Ele Ebeveynlik Eğitimci ve Yazar Pam Leo tarafından geliştirilen ve bu kitap ile evimize kadar girebilen bir method.
Kitapta yaşanmış olaylar, deneyimler, disiplin gibi anne ve babaların ortak merak ettiği soruların cevapları mevcut.

*Sabrımız az ve keyifsiz olunca ne yapalım?
*Şımarık çocuk kimdir? Sevgimi çok gösterirsem çocuğum şımarık olur mu?
*Empati nedir? Ne değildir?
* Dinlemek ve Dinlenilmek
*Paylaşmak

gibi daha bir çok ana başlığın cevabı yer almakta.

Sedef Örsel ile tanışmak ve sohbet etmek çok keyifliydi. Kendisine, Gün Yayıncılık a ve sponsorumuz olan Farmasi Kozmetik e teşekkür ederim.

Farkındalık yaratmak ve doğru bildiğimiz yanlışları farketmek için alın, aldırın, okuyun, okutun derim ben.
Ha hediye isterseniz de takipte kalın derim yine ben :)