Pazar, Ekim 30, 2011

Cuf cuf tren işli t-shirt


Çalışması çok zevkliydi. Sevgili Yiğit Paşa güle güle giysin...


 

 

 

Cuma, Ekim 28, 2011

İsim Panosu Heyecanı

Sevgili Emel Konyadan benim yaptığım keçeleri görür görmez. Ben de istiyorum dedi. Acemice yaptığım işleri beğenip, üstelik kendi oğluna istemesi beni çok mutlu etti. Bayram ertesi ancak yapabileceğimi söylemiştim ama dayanamadım. Yiğit güle güle kullansın, t-shirtünü de en kısa zamanda yapacağım. Sevgiler...

Puzzle

Yeni bir güne daha uyandık,  herkese umut versin. Böyle zor günlerde insanların yüzünü güldüren şeyler arasında mutlaka bir çocuk olur. Söylediği bir söz, bir bakışı ya da her şeyden habersiz kahkahalarıyla. Ben de bu yüzden tam gaz yazmaya devam ediyorum bloguma. Belki birilerine tebessüm olur diye...

Gelelim konumuza. Bu ara özellikle hastalık nedeniyle evde kaldığımız zamanlarda. Sürekli yapacak bir şeyler arıyoruz. Dün kendini legolardan puzzle a puzzledan legolara verdi. Ravensburger ın yaşlara göre puzzleları çok güzel. Hem canlı renkleri, hem de sağlam kartonuyla bizim beğenimizi topladı. Belki 20 kez bozup, tekrar yapmıştır. Çocuğunuzun merakı varsa bu puzzleları tavsiye ederim.

Perşembe, Ekim 27, 2011

Hasta temizlik neferi...

Evet 15 gün aradan sonra siz çok rahatsınız ben biraz sizi geceleri uyutmıyım diyen kış hastalığımız geri geldi. Bu sefer sıcak hava dalgasıyla beraber :) Gece biraz ateş, biraz öksürük... Sabah ki keyifsizlikle ben işe, o da anneannesine gidemedi. Aradan bir iki saat geçip, biraz canlanınca da ben anneanneme gitmeye karar vermiştim ama diyerek sızlandı. Bu ara çok kullanıyor bunu. ... karar vermiştim :) Neyse biraz çizgi film, biraz lego derken unuttu. Odasında oynarken yanıma geldi. Çay döküldü temizlemem lazım diye. Nereye döküldü bakıyım dedim. Boşver anne ben hallederim dedi. Meğerse mahsuzcuktan çay takımıyla oynarken dökülmüş. Islak mendil alıp, temizlemiş ama çaydanlığı kara kara olmuş kendi deyimiyle, ver yıkayayım ben dedim. Sandalyemi alıp, geliyorum dedi. Kendi yıkayacakmış, peki dedim. Sonunda azıcık üstümüz ıslandı ama ne yapalım :)

Daha fazlası gelmiyor elimizden...

Önce bitmek bilmeyen şehit haberleri, ardından 7.2 lik Van depremi. Yüreklerimiz paramparça, üzülüyoruz, vahlanıyoruz, o kadar daha fazlası gelmiyor elimizden. Herkes zarar görüyor ama en çok çocuklarımız. Onlar neler yaşıyor, neler hissediyor, neler biriktiriyor içlerinde bilemiyoruz. Yanı başımızda sıcak yatağında uyuyan çocuklarımıza yeri geliyor sesimizi yükseltiyoruz. Çok yorduklarında ofluyoruz. Oysaki yarın öbür gün ne yaşıyacağımızı bilmiyoruz. Şükretmekten çok şikayet ediyoruz. Kimse çocuğu ile sınanmasın... Bütün şehit ailelerine , bütün depremde yakınlarını, yavrularını kaybeden herkese başsağlığı diliyorum.

Cuma, Ekim 21, 2011

Oyun Grubu



Daha bu kadarcıklardı evde oyun grubu yapmaya başladığımızda. 4 kişilerdi. Defne Nil, Ege Bahar, Doruk ve Nisan... Şimdilerde hepsi yuvalı oldu. Herkesin yolları ayrıldı. Bu insanı bursa da, büyüdüklerine şahit olmak gurur verici. Artık yolları ayırma ve çizme zamanı. Hayatın ilk basamakları önümüzde... Bizde haftada iki gün oyun grubuna gitmeye karar verdik. Bu bize çok iyi gelicek. Ay başı kesin başlangıç yapıcaz. Şimdilik 1.5- 2 saatlik denemeler yapıyoruz. İlk gittiğimizde Nisan benden ayrılmak istemedi ama çok kısa sürede öğretmene adapte oldu ve onunla üst kata çıkıp, sınıfa katıldı. Arada gitti, geldi ordamıyım diye emin olmak istedi. Fakat bugünkü yani 2. gidişimizde kapıdan girdik. Ben bekleme odasına geçerken, o çoktan yukarıya gitmişti bile ve kesintisiz yanıma hiç gelmeden 2 saat geçirdi. Zor ayrıldık. Gitmek istemediğini söyledi. Öğretmeni haftaya yine geliceğini anlattı. Bir dahakine benim gidebileceğimi ve öğlen yemeğine de kalıp, öyle almaya geleceğimi konuştuk. Dışarıda biraz oynama şartıyla oradan ayrılmayı kabul etti ve eve geldik. Umarım her şey güzel olur...




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Pages - Menu

Popular Posts

Mothers hold their children's hands for a short while, but their hearts forever...