Pazar, Ocak 30, 2011

2 ye 2 kala

2 ye 2 kala neler oluyor hayatımızda. Nisan memeyi bıraktı. Uykusu düzene girdi. Kendi kendine uyumayı öğrendi. Kelimelerine ise her geçen gün yenisi ekliyor. İkili cümlelere geçti. Baba gitti. Anne geldik.Baba,anne aç gibi kısa cümleler kuruyor. 2 yaşa az kalmasıyla huyları da değişiyor. Yapmak istediği bir şeye engel olursanız gittt diyor. Giyinip soyunmaya merak sardı. En ufak fırsatta arkamı dönüyorum bakıyorum eşofman, çoraplar çıkmış, dolabı yere inmiş, o şort giyiliyor bu tayt çıkarılıyor. Ben de ellemiyorum ama evler sıcak olsa da nede olsa kış. Çok uzun süre çıplak bırakamıyorum. Öyle böyle ikna ediyorum giyinmeye. Nisan insanlarla iletişim kurmayı çok seviyor. Özellikle yabancılarla. Onlara bakışları bile değişiyor etkilemek için :) Babasıyla bir oyun yaratttı. İsmi Dilla. Salondaki tekli koltuğun etrafında dönerek Nisan önde babası arkada koşuyor. Koşarlarken de Dilla Dillaaaa diye bağırmaları gerekiyor çünkü bu oyunun kuralı bu :) Nisan poposuna isim taktı ve tabi o bölgeye bobop diyor. Bobopum diyor :) Senin benim gibi kavramları öğrendi. İsmininin sonunu söylüyor kendine san san diyor. Teyzesinin adını öğrendi andan diyor handan yerine. Orda, burada ,şurada, içeride gibi kelimeleri biliyor. Seçim yaptırdığımda birşey için şu diyerek seçiyor.Yemeklerini kendi yiyor.
Geçenlerde nautilusteki kitap fuarına bakalım dedik. Aradıklarım yoktu. Olsa bile internetten pahalıydı. Ucuz olur düşüncesiyle gidecekseniz tavsiye etmem.
Oyun grubumuzda Defne Nil 2 yaşına girdi. Kendisine nice mutlu yaşlar diliyoruz. Sağlıklı, mutlu ailesiyle uzun bir ömrü olsun.




Pazar, Ocak 16, 2011

Emzir me(me) den haberler...

12 gün olmuş Nisan memeyi bırakalı pardon pardon çocuk bırakmamıştı anne bırakmıştı :) Onun için çok büyük bir adım olduğunu düşünüyorum. İlk gecelerde buhranlı geçen ağlamalar artık yerini küçük mızırdanmalara bıraktı. Bu arada sesi bile kısıldı. Bir kaç gün kısık gezdi. Şimdi yanına uzandığımda başta direnip sonra biraz oynayıp, kıvrılıyor yanıma. Kolumu üzerine atıyor boynuna gelecek şekilde ayarlıyor. Uyuyana kadar kolumu çekmeme izin vermiyor. Çok sevimli, çok tatlı :) annesinin balı...
Uyku saatlerimiz 22:00 lerden 00:00 lara kadar kaysa da gece de 1-2 kez uyanıp, yanına uzanınca geri dalması her şeye bedel. İlk zamanlar madem meme yok ben de hiç bir şey yemiyorum der gibiydi ama şimdi eskisinden bile daha kolay yemek yediriyorum.
Bu arada biz yılbaşında burada yoktuk. Döndüğümüzde Nisanı çok güzel iki yılbaşı kartı bekliyordu. Biri kıymetli bıdda bıdda mız namı diğer DefneNil imiz :) Biri de sarı şekerimiz EgeBahar dan geliyordu. Her ikisine de çok teşekkür ediyoruz. İleride Nisan bu kartları başkalarına gösterip ben daha 2 yaşında bile değilken yılbaşı tebriği alırdım diye anlatıcak :)

Nisan tam bir bayan mimik oldu. Gözleri burnu ağzı ayrı oynuyor. Bir şeyler anlatırken kelimeleri söyleyemediğinde olanca gücüyle yüzünü kullanıyor. Çok da şirin ve komik oluyor :)

Çarşamba, Ocak 05, 2011

Emzir me(me) gecesi...

11e geliyordu zaten meme meme diye uyuduğunda bende 12 gibi yattım. 01:30 da uyandı. Anne diye seslendi. Yanına gittim. Önce biraz su verdim. İçti. Meme dedi. Hatırlattım uff olduğunu beni öptü sarıldı. Sonra başladı kriz anları, zaten bekliyordum, hazırlıklıydım. Ayağımda sallayım tekrar dedim. Sızlandı sızlandı, uyuyor fakat tilki uykusu daha ayağımı kıpırdatmamla birlikte tepinmeye başlıyor, tekrar sallıyım diye bir de nay nay diyor, ninni söylüycekmişim, uyudu susuyım artık diyorum bu sefer hemen uyanıyor ve nay nay diye tepinmeye başlıyor. Baktık olmuyor, eşimle nöbetleşe kucağımızda gezdirmeye başladık evin içinde o zaman sakinleşti. En son ben aldım kucağıma gezindik, yatağına götürdüm tekrar sallamak için ve uyudu ama saat 03:30 olmuştu. Tam 2 saat ağlandı sızlandı meme için. Ne yapalım bir kaç gece böyle olacak, varsın olsun ama daha sonra 07:30 a kadar hiç uyanmadı. Sabah kalktığında anne diye seslendi yanına gittim. Su istedi verdim. Tekrar memeyi sordu. Durumun aynı olduğunu anlattım. Kendi yatağıza aldım beni öptü öptü koklaştık. Göbeğimi açtı emermiş gibi yapıp güldü, dalgasını geçti yani ama ara ara sordu hep, sonra hadi kahvaltı hazırlayalım, birazdan anneannene gidicez filan derken unuttu. Gündüzler daha kolay ama geceler biraz daha zorlu geçicek gibi...

Salı, Ocak 04, 2011

Emzir me(me)...

12 Mart 2009 saat 10:22 de dünyaya gözlerini açtı. Uzun bir yoldan gelmişti. Yoldan gelene sorulur aç mısın? diye. Evet açtı. Hemen annesinin sofrasına oturdu soluklanmadan. Sanki 9 aydır bu sofrayı hayal eder gibi doymak bilmedi. İşte o gün bugündür, tam 22 aydır kızımı emziriyorum. Ama artık yoruldum. Aslında istediği kadar emsin, devam etsin istiyor yüreğim ama bedenim yoruldu. Gecede 3-4 kez uyanıp, emzirmek hiç de kolay değil. Hep gündüz olsa...
İşte bugün uzun zamandır yapmaya cesaret edemediğim şeyi yaptım. Nisan'ın yatmasına yakın göğüslerime yara bandı yapıştırdım ve Nisana uff olmuş dedim. Açtı baktı, şaşırdı uff uff dedi kapattı. Biraz sonra meme demeye başladı, uff olmuş annecim dedim ve kendi de tekrarladı. Ağlayıp, tepinmeye başladı. Sakinleştirmeye çalıştım ama içim parçalandı çok içli meme meme diye ağlıyordu çünkü. Süt ısıttım, biberona koydum bir iki yudum alıp, bıraktı. Bol bol su içti. Muhallebi yaptım istemedi, meme diye daha çok ağladı. Yatağına götürdüm her gece emerek memede uyuduğu için (aslında ne kadar yanlış :(  orada daha çok üzüldü. Sanki tiryakinin krize girmesi gibi tepindi. Bir ara kalktık benden sakız bile istedi, verdim. İçimden çok güldüm sanki sigarayı bırakıyoruz, o da bir nevi dudak tiryakisi hak vermek lazım dedim :) Vel hasıl sızlana sızlana uyudu. Mini mini bir kuş donmuştu şarkısını ninni yerine söylerek ayağımda salladım. Bakalım gece uyandığında ne yapıcaz...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Pages - Menu

Popular Posts

Mothers hold their children's hands for a short while, but their hearts forever...