Pages - Menu
▼
Perşembe, Aralık 30, 2010
Yılın son günleri...
Geçtiğimiz yılbaşı Nisan 10 aylıktı. Şimdi 21 aylık oldu. Ne kadar çabuk tükettik bir seneyi daha. Nisan bu bir sene içinde yürümeyi öğrendi, sonra konuşmayı, kendini ifade etmeyi öğrendi. Artık kendi zevkleri, istekleri daha belirgin. Memnun olduğu, olmadığı şeyleri ifade edebiliyor. Anne ve baba kavramının yanı sıra anneanne, babaanne, teyze, amca, nene ve yakın gördüğü akraba kavramlarını oturtuyor. El becerileri gelişti. Kendi yemeyi, kalem tutmayı öğrendi. Oyuncaklarla oynamayı onları sınıflandırmayı, isim takmayı öğrendi. Kısacası bebeklikten çıkıp, çocukluğa geçiş ve ben kavramı başladı. Arkadaş kavramı daha net, henüz birlikte oynamayı bilmeselerde kızımın arkadaşları var bu 2 sene içerisine sığdırdığı. Onun sayesinde benimde güzel arkadaşlıklarım oldu. Seyhan, Özlem ve İlkay hepinizi çok seviyorum. Bu yıl yine sizlerle olmak ve güzelliklere güzellik katmak dileğiyle diyorum :)
Bu sene İstanbulda olmadığımız için süs, püs, ağaç yapamadık. Geçen sene masa üstü bitkisi gibi bir ağaç ile yanıp sönen ışıklardan almıştım. Onlar bile Nisan'ın ilgisini çekmeye yetmişti. Bizde artık seneye kızımla beraber güzel bir ağaç süsleriz. Bu sene benim için ortalama bir seneydi. Yılın son çeyreğinde kendi adıma bir atılım yaparak Funkek i kurdum. Henüz başındayım ama yavaş ve emin adımlarla ilerliyorum ve bu yılın iyi geliceğini umuyorum.
Kendimizle beraber bütün eş ve dostlarımıza önce sağlıklı, sonra bol kazançlı, huzurlu,( u )mutlu bir yıl diliyoruz.
Karaahmetoğlu Ailesi
Cuma, Aralık 24, 2010
Kayyy kayyyy
Nisan ilk defa ocak ayında karla tanıştı. O zaman daha 1 yaşında bile değildi. Birşey anlamamıştı. Elini değdirip hemen çekmişti. Soğuk hoşuna gitmemişti ama pencereden yağan karı izlemek hoşuna gitmişti. Bu sene İstanbulda kar beklerken. Ailecek Abantta bulduk kendimizi. Plansız, birdenbire anneanne ve dedemizin davetiyle. Kalabalık çıktık yola, lapa lapa yağan kardı beklediğimiz ama mevsim normallerinin üstünde seyreden hava orada da hakimdi. Yerde epey kar olmasına rağmen. Göl donmamıştı ve çam ağaçları hala yeşildi.
Gittiğimizde akşam üstü olduğu için hava kararmaya başlamıştı. Az birşey dolaştık. Nisan karda iki adım atıp, ayakları saplanınca hareket etmekte zorlandı, önce biraz korktu, kucağımıza almamızı istedi ama sonra kayy kayy deyip, 3 gün boyunca başımızın etini yedi. İçeri sokmak zor oldu. Elleriyle yerden kar almak çok hoşuna gitti. Biraz da tadına baktı tabi :) Bizim içinde güzel bir kaçamak oldu. Nisan hiç sevmediği kalabalığa doydu. Herşey çok güzeldi...
Gittiğimizde akşam üstü olduğu için hava kararmaya başlamıştı. Az birşey dolaştık. Nisan karda iki adım atıp, ayakları saplanınca hareket etmekte zorlandı, önce biraz korktu, kucağımıza almamızı istedi ama sonra kayy kayy deyip, 3 gün boyunca başımızın etini yedi. İçeri sokmak zor oldu. Elleriyle yerden kar almak çok hoşuna gitti. Biraz da tadına baktı tabi :) Bizim içinde güzel bir kaçamak oldu. Nisan hiç sevmediği kalabalığa doydu. Herşey çok güzeldi...
Çarşamba, Aralık 15, 2010
Basit bir aktivite
Anne işten eve gelir, mutfağın dağınıklığında kaybolur.Etrafı toplarken sürekli kendinden ilgi bekleyen kızını biraz olsun oyalamak için oyun icat eder. Yağlık sirkelik ne derseniz deyin. Dolabın içinden anneye göz kırpar. Kapağı açılır, ince uzun bir boşluktan içine ne atılır? Tabiki kürdan. Hem boşluk dardır, hedef zordur. Oyalanma süresi uzar annede mutfağı toplar :)
Salı, Aralık 14, 2010
Mutfaktaki yeni yardımcım...
Nisan bu aralar herşeyi çok anlar oldu. Biz mi alıştık bilmiyorum ama söyleyemediği şeyleri bile çok güzel anlatıyor artık. Bu aralar pasta çalışmaları nedeniyle mutfağa taşındım resmen. Bütün gün buradayım. Laptopumuda getirdim. Haliyle Nisan da yanımda. Bugün yemek yaparken bana yardım etti kendisi sağolsun :)
Ne zamandır internetten bulduğum oyun kağıtlarını bastırıp, pvcletmek istiyordum. Geçenlerde babamız ozalitçiye giderken bizimkileride yaptırmış. Çok sevindik. Beraber kırptık Nisanada küçük makas verdim. Evirdi çevirdi nasıl kullanıldığını bir türlü anlayamadı. Az sabret kızım yakında onu da çözersin :)
Kartlar tamamlama kartları, renklerle ilgili objeler, sebze ve meyvelerden oluşuyor. Siz de yaptırmak isterseniz
buyrun bir TIK! yine bir TIK! şimdi de TIK TIK TIK :) Kartlardaki obje resimleri gerçek resimler bu yüzden çok güzel oluyor pvc yapılınca.
Yeni kelimeler:
Mız: Muz
annanne: anneanne
Dut: Kuş
Ayak: ayak
Saç :saç
kart: kart
Kağat: kağıt
var daha ama aklıma gelmedi gece gece :) Omuz kaldırmayı öğrenmiş banane yapıyo sürekli çok komik :)
Uykusu gelince eee eee eee ee pışş pışş pışş pışş diyor kendi kendine. Kendi dahil sürekli birşeyleri saklıyor. Digiturkun kartını koltuk aralarına tıkıp kart kart kart diye bağırıp, elleriyle nerde işareti yapıyor. Nerelere sakladığını öğrendiğimi farketmiş bugün başka yere saklamış :) Aklıma bunlar geldi saat oldu 00:00 Füsun kaçar :)
Cuma, Aralık 10, 2010
StopEver
Nisan hastalıktan hastalığa atlarken annede daha bitkisel, daha doğal yöntemler araştırıyor bu süreçleri kolay geçirsin diye. Burun akıntısı yerini öksürüğe bırakınca ben de stopever ın bantını alıp deniyim dedim. StopEver Tuss Patch yani Öksürük Yumuşatmaya Yarıdımcı Bant. Çok bir beklentim yoktu açıkcası ama işe yaradı. Nisan'ın cildi hassas olduğu için direk gögsüne değilde gögüs hizzasında bodysine yapışırdım. Vikse benzer mentollü bir kokusu var.Ayrıca bunun vişne esasnslısıda varmış ama benim aldığım yerde yoktu. Hem nefesi açıyor, hem de göğüsü yumuşatıyor. Sabaha kadar hiç öksürmedi ve burnu tıkanmadı. Bir pakette 2 tane var ve fiyatıda 3-3.5Tl civarı çok da makul. Ayrıca bunun bir de ateş düşürücü, migren ve sırt için ağrı geçirici bantlarıda var. Bence inceleyin. Ben evden eksik etmiycem artık.
Monamiden yeni kuru boyalar
Nisan resim yapmaya çok meraklı ilk kelimelerinden biridir. Çiz çiz yani boya kalemi demek bizim lugatta. Henüz kullanamadığı için pastel boya almıyorum kuru boyaları tercih ediyorum. Monami zararlı kimyasal boya içermeyen pastel boya firması. Şimdilerde kuru boyada çıkarmış. Kısa ve uzun tüp olmak üzere farklı ambalajlarda, 12 ve 24'lü renk seçenekleri ile satışa sunulan kuru boyalar, kağıdı yıpratmadan kolayca kullanılıyor. Monami kuru boyalar'ın uç kırılmasına karşı dirençli özel yapıştırma sistemi sayesinde, çocuğunuz uzun süre resim yapmanın keyfini çıkartacak. Kağıt üzerinde daha baskın görünen yüksek kalitede parlak ve canlı renklere sahip kuru boyalar, okul öncesi ve sonrası çocuklarınız için önemli bir gelişim araçlarından biri olma özelliği taşıyor diyor Monami yetkilileri.
Pazar, Kasım 28, 2010
Tavsiye Çıkartma Kitabı
Pazar, Kasım 21, 2010
Bronşolit
21.11.2010 Pazar
Bu bayram bir yere gitmeyelim, evimizin konforunda keyfimizce yatalım kalkalım. Havalarda güzelken sabahları çıkalım sahilde yürüyüş yapalım, sandviç yiyelim diye düşünen aileyi bronşolit vurdu. Arife gecesi öksürük, nefes tıkanıklığı ile sabahladık. Resmen sabahladık. Çocuk kafasını yastığa koyamadı. Uyumak isterken uyuyamadı. Biz ise çaresiz ah ohh vah tüh ile sabahı sabah ettik. Sabah oldu sanki gece uyuyamayan hasta olan Nisan değildi. Keyfi yerinde, mutlu başladı güne. Biz de geleneksel ziyaretlerimizi yapmak için çıktık evden. Akşam dönerken ise yine başladı öksürük ve ağlama krizi. Meğerse bu bronşolit geceleri azar, öksürük krizi ile nefes almayı zorlaştırırmış. Bronşların arasındaki açıklığın kapanmasıymış. Bayramın geçmesini bekledik. Doktorumuza götürebilmek için. Acilde bir iğne vuruldu, çok şükür iğne ile gögüsü yumuşadı. Astım vs. gibi ileri tetkiklere gerek kalmadı. İlaçlarımıza devam nasihatiyle döndük evimize. İki gündür daha iyiyiz ama öksürük arada tutuyor. Özellikle ağlamak ve gülmek tetikliyormuş hakikatende öyle oluyor.
Bu aralar baby tv ye dadandık. Nisan tv hep açık olan evimizde reklamlar dışında tv ile çok ilgilenmezdi. Bu zamana kadar çizgi film kanallarını dahi 5-10 dk dan fazla ilgiyle izleyemezdi. Ne olduysa oldu bu günlerde çok ilgileniyor, onlara gülüyor ve tepkiler veriyor konuşarak. Ben başka bir kanala geçersem de aç açç diye tutturuyor. Ben de kanalı değiştirmek için izlediği bölümün bitmesini bekliyorum. Çizgi filmdekiler el sallarken ya da bittiğini belli eden hareketler yaparken değiştiriyorum. Açç açç dedidiğinde ise uyumaya gittiler. Uyansınlar açarız diyerek ilgisini başka yöne çekiyorum. Neyseki 2 yaşına bir şey kalmadı artık, izlemesinde çok sakınca yok diye düşünüyorum hatta izlemesi arttıkça birşeyler öğreniyor bence. Kelimeleri bu ara arttı mesela. Dozunda olduğu sürece herşey faydalı...
Yeni Kelimeler
amur : Hamur ( Bu ara en sevdiği şey oyun hamuru)
Hadi : hadi
Çanta: çanta
Saat: saat
saç : saç
tahta : tahta
otuy : otur
bıdda bıdda: Defne :)
tuut : Tavuk
fiş : Balık (niye bu ingilizce oldu bilmiyorum : )
babaanne : babaanne
çiçi : Ceren
abi : abi
Bunlar aklıma gelenler. Bu arada bütün oyun grubu arkadaşlarıve annelerine geçmiş olsun diliyoruz. Hasta olan bütün çocuk ve bebekler bir an önce iyileşsin.
Bu bayram bir yere gitmeyelim, evimizin konforunda keyfimizce yatalım kalkalım. Havalarda güzelken sabahları çıkalım sahilde yürüyüş yapalım, sandviç yiyelim diye düşünen aileyi bronşolit vurdu. Arife gecesi öksürük, nefes tıkanıklığı ile sabahladık. Resmen sabahladık. Çocuk kafasını yastığa koyamadı. Uyumak isterken uyuyamadı. Biz ise çaresiz ah ohh vah tüh ile sabahı sabah ettik. Sabah oldu sanki gece uyuyamayan hasta olan Nisan değildi. Keyfi yerinde, mutlu başladı güne. Biz de geleneksel ziyaretlerimizi yapmak için çıktık evden. Akşam dönerken ise yine başladı öksürük ve ağlama krizi. Meğerse bu bronşolit geceleri azar, öksürük krizi ile nefes almayı zorlaştırırmış. Bronşların arasındaki açıklığın kapanmasıymış. Bayramın geçmesini bekledik. Doktorumuza götürebilmek için. Acilde bir iğne vuruldu, çok şükür iğne ile gögüsü yumuşadı. Astım vs. gibi ileri tetkiklere gerek kalmadı. İlaçlarımıza devam nasihatiyle döndük evimize. İki gündür daha iyiyiz ama öksürük arada tutuyor. Özellikle ağlamak ve gülmek tetikliyormuş hakikatende öyle oluyor.
Bu aralar baby tv ye dadandık. Nisan tv hep açık olan evimizde reklamlar dışında tv ile çok ilgilenmezdi. Bu zamana kadar çizgi film kanallarını dahi 5-10 dk dan fazla ilgiyle izleyemezdi. Ne olduysa oldu bu günlerde çok ilgileniyor, onlara gülüyor ve tepkiler veriyor konuşarak. Ben başka bir kanala geçersem de aç açç diye tutturuyor. Ben de kanalı değiştirmek için izlediği bölümün bitmesini bekliyorum. Çizgi filmdekiler el sallarken ya da bittiğini belli eden hareketler yaparken değiştiriyorum. Açç açç dedidiğinde ise uyumaya gittiler. Uyansınlar açarız diyerek ilgisini başka yöne çekiyorum. Neyseki 2 yaşına bir şey kalmadı artık, izlemesinde çok sakınca yok diye düşünüyorum hatta izlemesi arttıkça birşeyler öğreniyor bence. Kelimeleri bu ara arttı mesela. Dozunda olduğu sürece herşey faydalı...
Yeni Kelimeler
amur : Hamur ( Bu ara en sevdiği şey oyun hamuru)
Hadi : hadi
Çanta: çanta
Saat: saat
saç : saç
tahta : tahta
otuy : otur
bıdda bıdda: Defne :)
tuut : Tavuk
fiş : Balık (niye bu ingilizce oldu bilmiyorum : )
babaanne : babaanne
çiçi : Ceren
abi : abi
Bunlar aklıma gelenler. Bu arada bütün oyun grubu arkadaşlarıve annelerine geçmiş olsun diliyoruz. Hasta olan bütün çocuk ve bebekler bir an önce iyileşsin.
Cuma, Kasım 19, 2010
Bunları sevdim...
Bu yapışkan şeritlere ve dünya haritasına bayıldım. Anladığım kadarıyla bu haritayı puzzle gibi aralarını keserek sen yapıyorsun. Çok ilginç ve zevkli geldi. Paylaşmak istedim. Devamı için bir TIK!
Çarşamba, Kasım 10, 2010
Hepimiz yetim, hepimiz yarım...
10 Kasım 2010 Çarşamba
Saat: 09:05
Yer: Bostancı Minübüs Yolu 4 Yol Işıklar
Saat : 09:04 Önüme sinirli ve hızlıca geçen servis şöförüne kızıyorum. Radyo KarmaTurk. Atatürkü anıyor. Uğurlama müziğiyle.Saat:09:05 sirenler başlıyor. Ardından 4 yol trafiği duruyor. Arabasından inip, saygı duruşunda duranlar. Trafik ışığının kırmızıdan yeşile dönmesi arasında geçen saniyede çalmasına alıştığımız kornalar. Şimdi kesintisiz çalıyor. Işıklar kırmızıdan yeşile dönüyor.Normalde yeşil yandı diye elinden gelse birbirinin üstünden geçicek olan arabalar... Minübüsünden taksisine kimse kıpırdamıyor bile.Gözyaşı sel oluyor...
Çok 10 Kasım yaşadım trafikte. Hep kornalar çalar azınlık sağa çeker.Arabasından inen iner, yanından basıp geçen arabaları seyreder. Bugün başkaydı sanki. Sanki yıllar geçtikte kayıbın pişmanlığı artmış. 72 yıl bu acı çıkmamış, çıkmak bir yana her geçen sene artmış, herkesin gözü yaşlı. Çok şanslıyım kızıma 1,5 yaşında Atatürk demeyi öğretebildiğim ve öğrenebildiği için. Eline bayrak verdiğimde o küçük elleriyle coşkuyla sallayabildiği için. Seni saygıyla anıyoruz Atam.Hepimiz yetim, hepimiz yarım...
Saat: 09:05
Yer: Bostancı Minübüs Yolu 4 Yol Işıklar
Saat : 09:04 Önüme sinirli ve hızlıca geçen servis şöförüne kızıyorum. Radyo KarmaTurk. Atatürkü anıyor. Uğurlama müziğiyle.Saat:09:05 sirenler başlıyor. Ardından 4 yol trafiği duruyor. Arabasından inip, saygı duruşunda duranlar. Trafik ışığının kırmızıdan yeşile dönmesi arasında geçen saniyede çalmasına alıştığımız kornalar. Şimdi kesintisiz çalıyor. Işıklar kırmızıdan yeşile dönüyor.Normalde yeşil yandı diye elinden gelse birbirinin üstünden geçicek olan arabalar... Minübüsünden taksisine kimse kıpırdamıyor bile.Gözyaşı sel oluyor...
Çok 10 Kasım yaşadım trafikte. Hep kornalar çalar azınlık sağa çeker.Arabasından inen iner, yanından basıp geçen arabaları seyreder. Bugün başkaydı sanki. Sanki yıllar geçtikte kayıbın pişmanlığı artmış. 72 yıl bu acı çıkmamış, çıkmak bir yana her geçen sene artmış, herkesin gözü yaşlı. Çok şanslıyım kızıma 1,5 yaşında Atatürk demeyi öğretebildiğim ve öğrenebildiği için. Eline bayrak verdiğimde o küçük elleriyle coşkuyla sallayabildiği için. Seni saygıyla anıyoruz Atam.Hepimiz yetim, hepimiz yarım...
Salı, Kasım 09, 2010
İkea evimizin herşeyi
09.11.2010 Salı
Nisana ne zamandır masa sandalye almayı düşünüyordum fakat hep ertelendi. Bayram da geliyor. Kızıma bayram hediyesi olsun diye sipariş verdim. Bu sabah geldi. Oyun grubu bizdeydi bugün. Doruklar erken kalkınca Seyhan hadi gel yapalım dedi. Kızlar ne kadar izin verirse o kadar kurduk masa ve sandalyeleri.Çok da güzel oldu. Hemen aktivitelere başladık.
Nisana ne zamandır masa sandalye almayı düşünüyordum fakat hep ertelendi. Bayram da geliyor. Kızıma bayram hediyesi olsun diye sipariş verdim. Bu sabah geldi. Oyun grubu bizdeydi bugün. Doruklar erken kalkınca Seyhan hadi gel yapalım dedi. Kızlar ne kadar izin verirse o kadar kurduk masa ve sandalyeleri.Çok da güzel oldu. Hemen aktivitelere başladık.
Pazar, Kasım 07, 2010
LC Waikiki Annelere Soruyor...
05.11.2010 Cuma
Bugün oyun grubu buluşması bizdeydi. Çocukların uyku saatlerinin öğleden sonralara kayıp, günde tek ve uzun uyku uyumaları sebebiyle biz de iki seferdir buluşmalarımızı sabaha aldık. Annelere sabah kahvesi, çocuklara sabah neşesi oluyor. Bu durum bizim için de iyi oldu açıkcası :) Neyse bugün biraz daha erken ayrıldık çünkü hafta içi LC Waikikiye giden sevgili Seyhana annelerin fikirlerini almak için bir seminer düzenliyoruz, siz de katılmak istermisiniz? demişler. Seyhancığım da sağolsun hem kendi adını, hem de benim adımı yazdırmış. Diğer oyun grubu arkadaşlarımıza uygun olmadığı için sadece ikimiz gidebildik. Neyse seminer Erenköy de The Play Barn diye bir çocuk oyun alanında düzenleniyormuş. Çocuklar ablalar eşliğinde oyun oynarken biz de seminere katılacakmışız. Aynen böyle olduda. Nisan ilk başta benden ayrılmak istemedi ama sonra oyunun cazibesine kapılıp gitti. Çok yararlı bir seminerdi bence. Tek tek ürünler hakkında fikirlerimizi aldılar. Renkler, modeller, eksiler, artılar, yenilikler herşeyi konuştuk. Benden size bir tüyo LC Waikiki ocak ayında çocuk giyim stilini değiştiriyor ve yeniliyor. Renkler daha soft, modeller daha şirin ve klasik allı pullu modellerden çok daha farklı oluyor. Biz yeni kolleksiyonu çok beğendik. Ayrıca gerek ikramları gerekse de çıkışta hepimize 50TL değerinde hediye çeki armağan etmeleri çok ince bir davranıştı. LC Waikikiyi tebrik ederim. Diğer çocuk mağazalarına da örnek olmasını dilerim.
Bugüne ait birkaç güzel fotoğrafla hepinizi öpüyoruzzzzzz :)
Bugün oyun grubu buluşması bizdeydi. Çocukların uyku saatlerinin öğleden sonralara kayıp, günde tek ve uzun uyku uyumaları sebebiyle biz de iki seferdir buluşmalarımızı sabaha aldık. Annelere sabah kahvesi, çocuklara sabah neşesi oluyor. Bu durum bizim için de iyi oldu açıkcası :) Neyse bugün biraz daha erken ayrıldık çünkü hafta içi LC Waikikiye giden sevgili Seyhana annelerin fikirlerini almak için bir seminer düzenliyoruz, siz de katılmak istermisiniz? demişler. Seyhancığım da sağolsun hem kendi adını, hem de benim adımı yazdırmış. Diğer oyun grubu arkadaşlarımıza uygun olmadığı için sadece ikimiz gidebildik. Neyse seminer Erenköy de The Play Barn diye bir çocuk oyun alanında düzenleniyormuş. Çocuklar ablalar eşliğinde oyun oynarken biz de seminere katılacakmışız. Aynen böyle olduda. Nisan ilk başta benden ayrılmak istemedi ama sonra oyunun cazibesine kapılıp gitti. Çok yararlı bir seminerdi bence. Tek tek ürünler hakkında fikirlerimizi aldılar. Renkler, modeller, eksiler, artılar, yenilikler herşeyi konuştuk. Benden size bir tüyo LC Waikiki ocak ayında çocuk giyim stilini değiştiriyor ve yeniliyor. Renkler daha soft, modeller daha şirin ve klasik allı pullu modellerden çok daha farklı oluyor. Biz yeni kolleksiyonu çok beğendik. Ayrıca gerek ikramları gerekse de çıkışta hepimize 50TL değerinde hediye çeki armağan etmeleri çok ince bir davranıştı. LC Waikikiyi tebrik ederim. Diğer çocuk mağazalarına da örnek olmasını dilerim.
Bugüne ait birkaç güzel fotoğrafla hepinizi öpüyoruzzzzzz :)
Pazar, Ekim 31, 2010
Funkek ve bir aktivite
31.10.10 Pazar
Ne zamandır yazamıyordum. Ama vardı bir sebebi. Amatörde olsa bir girişimde bulundum kendimce. Nisan'ın doğum günüyle beraber tanıştığım şeker hamurlarıyla oynamayı çok sevdim ben. Bunu da keyifle kazanca dönüştürmeye karar verdim. Oldukça amatörüm tabi ve bunun da bilincindeyim ama kendimi geliştirebileceğimi düşünüyorum. Umarım kızımın şansı bizi de etkiler ve güzellikleri de beraberinde getirir. Funkek bu haftasonu ilk siparişini teslim etti. Oldukça heyecanlı ve amatördü ama bütün içtenliğini kattı bu işe. Umarım yerini bulmuştur.
Kutu da herşey gibi amatör. Ben yaptım, kartondan keserek.
Gelelim Nisana Nisan nerdeyse 20 aylık olucak. Çok dilli ama biz çoğunu anlayamıyoruz. Tutturma anlamında bizi çok zorluyor. Herşeyi ağlayarak yaptırma modunda şu aralar. Elimizden çekerek odasına götürüyor bizi gitmezsek yerlerde tepinip, ağlıyor. Bu yazıyı da onun odasında yazıyorum, sırf ağlamasın diye.
Bunun haricinde de sürekli birşeyler yaptırmamızı istiyor. Değişik ne bulacağımı şaşırıyorum. Ben de biraz olsun oyalansın diye ona kaptan kaba birşey aktarmasını istedim. Bir kaseye kabuklu fındık koydum. Önce eline şeker maşası verdim fakat kullanamadı. Ben de çay kaşığı getirdim. Bu sefer düşürmeden dikkatle bir kaseden diğerine bütün fındıkları taşıdı. Kısa sürsede ben de biraz nefes aldım :)
Ne zamandır yazamıyordum. Ama vardı bir sebebi. Amatörde olsa bir girişimde bulundum kendimce. Nisan'ın doğum günüyle beraber tanıştığım şeker hamurlarıyla oynamayı çok sevdim ben. Bunu da keyifle kazanca dönüştürmeye karar verdim. Oldukça amatörüm tabi ve bunun da bilincindeyim ama kendimi geliştirebileceğimi düşünüyorum. Umarım kızımın şansı bizi de etkiler ve güzellikleri de beraberinde getirir. Funkek bu haftasonu ilk siparişini teslim etti. Oldukça heyecanlı ve amatördü ama bütün içtenliğini kattı bu işe. Umarım yerini bulmuştur.
Kutu da herşey gibi amatör. Ben yaptım, kartondan keserek.
Gelelim Nisana Nisan nerdeyse 20 aylık olucak. Çok dilli ama biz çoğunu anlayamıyoruz. Tutturma anlamında bizi çok zorluyor. Herşeyi ağlayarak yaptırma modunda şu aralar. Elimizden çekerek odasına götürüyor bizi gitmezsek yerlerde tepinip, ağlıyor. Bu yazıyı da onun odasında yazıyorum, sırf ağlamasın diye.
Bunun haricinde de sürekli birşeyler yaptırmamızı istiyor. Değişik ne bulacağımı şaşırıyorum. Ben de biraz olsun oyalansın diye ona kaptan kaba birşey aktarmasını istedim. Bir kaseye kabuklu fındık koydum. Önce eline şeker maşası verdim fakat kullanamadı. Ben de çay kaşığı getirdim. Bu sefer düşürmeden dikkatle bir kaseden diğerine bütün fındıkları taşıdı. Kısa sürsede ben de biraz nefes aldım :)
Cumartesi, Ekim 16, 2010
Kış geldi,hastalık içeri girdi...
16.10.2010 Cumartesi
Uzun zamandır uzak kaldık. Bu sürede Nisanın babaannesi ve dedesi geldi, gitti.
Uzun zamandır uzak kaldık. Bu sürede Nisanın babaannesi ve dedesi geldi, gitti.
Biz yazın son günlerinde adaya gittik. Nisan vapuru ve adayı çok seviyor. Araba olmadığı için istediği gibi yürüyüp, koşuyor.
Nisan 18. ayında bütün dişlerini tamamladı. 4 köpek dişi aynı anda patladı, sorunsuz. Evet ben de şaşırdım :)
Köpek dişiyle baş ettik ama bu erken ve birden gelen kışla baş edemedik ve hemen şifayı kaptık. Ardından hemen bana da geçti. Yaklaşık 10 gündür durum böyle burnu geçti derken sesi kısıldı. Herhalde oda kısa bir süre sonra geçer. Bilenler bilir. Nisan hala meme emiyor ve geceleri uyanıyor. 7-8 kerelerden 3 kereye düştük bu bile iyi geldi bana. Çok sık kalkıyor diye yanımda yatırıyordum ama nereye kadar. Bu sefer memeden kesicem, bana alışacak ve yatağında yatmayacak diye korkuyordum. Kendi odasını bayram öncesi evde başka bir odaya taşımıştık. Bu durumdan çok memnunuz. İyi ki değiştirmişiz. Yatağımız klasik iki kenarı korkuluklu, büyüyen yataklardan. Korkuluk olduğu için geceleri indir kaldır yapamıyordum bu yüzden de yanımda yatıyordu işte. Geçen akşam korkuluğu çıkaralım dedim. Yanına minder filan koyarız uyurken, gündüzleri de divan gibi oyun yeri olur diye düşündüm. Çıkarır çıkarmaz bebeklerini alıp yatağa çıktı çok hoşuna gitti ve o gecede orada yatırdım ve hiç yanıma almadım. Uyanınca Nisan anneee veya babaaa diye seslenir. Uyanınca hemen yanına gidip, bende yanına uzanıp, emzirdim ve böylece düşmeden sağ salim sabahı ettik. İki gündür gece ve gündüz yatağında uyuyor, kendide bizde çok mutluyuz.
Bu arada Nisanla birlikte bütün oyun grubu arkadaşları ve anneleri de hastalandı. Hepsine tekrar geçmiş olsun. Sizi seviyoruz.
Nisan daha doğmadan bir çok örgü kıyafeti oldu. Babaannem başta olmak üzere, tüm aile sağolsun Nisan'a çalıştı, durdu. Bu kışta dolayısıyla yeterinde yeleği, beresi kazağı var diye ben kimseye yapmayın sakın bişey dedim ama anneannesi dayanamamış bir kırmızı kazak örmüş, tüysüz bir yün benimde hoşuma gitti fakat dümdüz gözüme boş geldi. Bende keçeden kenarına süs yaptım :)
Çarşamba, Eylül 29, 2010
1,5 yaş
29.09.2010 Çarşamba
Nisan doğalı 18 ay geçmiş. Hayatımda neler mi değişti? Hamilelik benim için ilk 4 ay zaten çok zordu. Bulantılar, kötü kokular, ağızda pas tadı. Hiç rahat edemedim. Bulantılar bitsede ağızda pas tadı geçmedi. Hiç aşermedim. Üstüne üstük gebelik şekerim çıktı. Anlayacağınız ağız tadıyla ben hamileyim, onu bunu isterim, yerim yapamadım. Tam 13 kilo aldım. Bu 18 ayda tamamını geri verdim. 18 aydır bir fiil gece gündüz emzirdim(emziriyorum). Geceleri deliksiz uyku uyumayı unuttum. Önce kendim demeyi bırakıp, önce kızım demeyi öğrendim. Nisan yokkende işim bitmiyordu, şimdide bitmiyor. Ondan önce ne kadar yavaş ve uyuşukmuşum demek ki. Pratik olmayı ve aynı anda birkaç iş yapmadan işlerin bitmiyceğini öğrendim. Zamanla yarışmayı öğrendim. Sabırlı olmadan olmıycağını öğrendim. Biri sizi sürekli zorladıkça zorluyorsa ve bu çocuğunuzsa asla şikayet edemiyceğinizi öğrendim. Anne kelimesini duymanın ne kadar güzel birşey olduğunu öğrendim. Ondan başka hiç kimseyi bu kadar bambaşka sevemiyceğimi öğrendim ve bunun gibi aklıma şu an gelmeyen birçok şey öğrendim bu 18 ayda. Herşey bundan sonra çok daha keyifli, çok daha beklenmedik...
1,5 yaş kilo 13,100gr boy 88cm
Kelimeler: anne, baba, dede, ağaç, ağaçlar, at, çizçiz(boya kalemi), Doluk (Doruk), Ayya (Derya), abba (abla) fu (su), bebek, bebiş, ya banne (ya banane), benim, hovhov, mauw, cik cik, nay nay, gel, buyda (burda),deh deh
En sevdiği oyuncaklar: Bu ara zıplama atı ve bebekler...
Sevdiği aktiviteler: Boyama, puzzle( yardımlı), oyun hamuru, kitap bakmak ve okutturmak, müzik eşliğinde dans etmek
En sevimli yanı: Öpmek, sarılmak
Yemek ve uyku durumları: Anne sütü, herşeyden azar azar yemek, Yardımsız uykuya geçememek.Zor dalmak, en ufak sese duyarlı olmak.Geceleri 3-4 kez uyanmak ve emmeden dalamamak.
Sosyal yönü: Oyun grubu kapsamında daimi 3 arkadaşı olmakla birlikte, hemen herkesle kaynaşabilir olmak.
Karakteristik yönü: Düzenli, titiz, mükemmelliyetçi, zoru seven, inatçı, alıngan, merhametli, paylaşımcı, işine karışılmasını sevmeyen.
Anneci...
Nisan doğalı 18 ay geçmiş. Hayatımda neler mi değişti? Hamilelik benim için ilk 4 ay zaten çok zordu. Bulantılar, kötü kokular, ağızda pas tadı. Hiç rahat edemedim. Bulantılar bitsede ağızda pas tadı geçmedi. Hiç aşermedim. Üstüne üstük gebelik şekerim çıktı. Anlayacağınız ağız tadıyla ben hamileyim, onu bunu isterim, yerim yapamadım. Tam 13 kilo aldım. Bu 18 ayda tamamını geri verdim. 18 aydır bir fiil gece gündüz emzirdim(emziriyorum). Geceleri deliksiz uyku uyumayı unuttum. Önce kendim demeyi bırakıp, önce kızım demeyi öğrendim. Nisan yokkende işim bitmiyordu, şimdide bitmiyor. Ondan önce ne kadar yavaş ve uyuşukmuşum demek ki. Pratik olmayı ve aynı anda birkaç iş yapmadan işlerin bitmiyceğini öğrendim. Zamanla yarışmayı öğrendim. Sabırlı olmadan olmıycağını öğrendim. Biri sizi sürekli zorladıkça zorluyorsa ve bu çocuğunuzsa asla şikayet edemiyceğinizi öğrendim. Anne kelimesini duymanın ne kadar güzel birşey olduğunu öğrendim. Ondan başka hiç kimseyi bu kadar bambaşka sevemiyceğimi öğrendim ve bunun gibi aklıma şu an gelmeyen birçok şey öğrendim bu 18 ayda. Herşey bundan sonra çok daha keyifli, çok daha beklenmedik...
1,5 yaş kilo 13,100gr boy 88cm
Kelimeler: anne, baba, dede, ağaç, ağaçlar, at, çizçiz(boya kalemi), Doluk (Doruk), Ayya (Derya), abba (abla) fu (su), bebek, bebiş, ya banne (ya banane), benim, hovhov, mauw, cik cik, nay nay, gel, buyda (burda),deh deh
En sevdiği oyuncaklar: Bu ara zıplama atı ve bebekler...
Sevdiği aktiviteler: Boyama, puzzle( yardımlı), oyun hamuru, kitap bakmak ve okutturmak, müzik eşliğinde dans etmek
En sevimli yanı: Öpmek, sarılmak
Yemek ve uyku durumları: Anne sütü, herşeyden azar azar yemek, Yardımsız uykuya geçememek.Zor dalmak, en ufak sese duyarlı olmak.Geceleri 3-4 kez uyanmak ve emmeden dalamamak.
Sosyal yönü: Oyun grubu kapsamında daimi 3 arkadaşı olmakla birlikte, hemen herkesle kaynaşabilir olmak.
Karakteristik yönü: Düzenli, titiz, mükemmelliyetçi, zoru seven, inatçı, alıngan, merhametli, paylaşımcı, işine karışılmasını sevmeyen.
Anneci...
Çarşamba, Eylül 22, 2010
Fu fu :)
21.09.10 Salı
Nisanın bardaktan su içme sevdası var bu aralar. Bir sevdası da ağaçlar. Evet ağaçlar diyip duruyor. Bir ağaç gördü mü çok seviniyor. Ev anaokulu kıvamında bu ara. Sürekli birşeyler yapmak istiyor. Ne yapacağına da kendi karar veriyor. Boya kalemlerinin adı "çiz çiz" . Boya yapmak istediği zaman çiz çiz diyip benden kalemleri istiyor. Ondan sıkılıyor. Oyun hamurunu gösteriyor. Onunla biraz oynuyor sonra odasına gidip, koltuğuna oturuyor ve eline kitap alıp, anneeeeee ya da babaaaaaaa diye bağırıp ama biz gidene kadar aralıksız bağırıyor,kitap bakmak için bizi de çağırıyor. Okuyoruz, resimlerine bakıyoruz. Ondan sıkılınca da puzzle yapmak istiyor. Henüz yardımsız yapamadığı için yine yanında oturmamızı istiyor. Çalışıyor, çabalıyor. Bu faaliyetler bir kısır döngü içinde sürüp gidiyor.
Geçtiğimiz hafta Nisan'ın babaannesi ve dedesi geldiler Göreleden. Onları görünce çok mutlu oldu, çok şımardı. Bize geldiklerinde hemen onları da odasına götürüyor. Yeni odaya ısınması beni çok mutlu ediyor. Mesela salonda bir oyuncağı oluyor. Hadi Nisan al şunu da odana götür diyorum. Bakıyorum hemen alıp, götürüyor. Demek ki benimsemiş, süper! Zıplama atını iyi ki almışım. Üstünde yarım saat zıpladığı oluyor, zıplarken artık geziyorda ayaklarını hareket ettirip ve "dehh dehh" diyor kendi kendine :)
Bizden kısa kısa bu kadar...
Sevgiler...
Fu fu from existhunder on Vimeo.
Nisanın bardaktan su içme sevdası var bu aralar. Bir sevdası da ağaçlar. Evet ağaçlar diyip duruyor. Bir ağaç gördü mü çok seviniyor. Ev anaokulu kıvamında bu ara. Sürekli birşeyler yapmak istiyor. Ne yapacağına da kendi karar veriyor. Boya kalemlerinin adı "çiz çiz" . Boya yapmak istediği zaman çiz çiz diyip benden kalemleri istiyor. Ondan sıkılıyor. Oyun hamurunu gösteriyor. Onunla biraz oynuyor sonra odasına gidip, koltuğuna oturuyor ve eline kitap alıp, anneeeeee ya da babaaaaaaa diye bağırıp ama biz gidene kadar aralıksız bağırıyor,kitap bakmak için bizi de çağırıyor. Okuyoruz, resimlerine bakıyoruz. Ondan sıkılınca da puzzle yapmak istiyor. Henüz yardımsız yapamadığı için yine yanında oturmamızı istiyor. Çalışıyor, çabalıyor. Bu faaliyetler bir kısır döngü içinde sürüp gidiyor.
Geçtiğimiz hafta Nisan'ın babaannesi ve dedesi geldiler Göreleden. Onları görünce çok mutlu oldu, çok şımardı. Bize geldiklerinde hemen onları da odasına götürüyor. Yeni odaya ısınması beni çok mutlu ediyor. Mesela salonda bir oyuncağı oluyor. Hadi Nisan al şunu da odana götür diyorum. Bakıyorum hemen alıp, götürüyor. Demek ki benimsemiş, süper! Zıplama atını iyi ki almışım. Üstünde yarım saat zıpladığı oluyor, zıplarken artık geziyorda ayaklarını hareket ettirip ve "dehh dehh" diyor kendi kendine :)
Bizden kısa kısa bu kadar...
Sevgiler...
Fu fu from existhunder on Vimeo.
Çarşamba, Eylül 15, 2010
Elinin hamuru...
15.09.2010 Çarşamba
Dün klasik oyun grubu günüydü. Gün bizdeydi. Nisan 3 e kadar uyumadı. Ne yaptıysam uyumak istemedi işte. Böyle olunca 15:30 gibi gelen arkadaşlarını karşılamak için geç yatıp, erken uyandı. Uykusunu alamayan kızım çok alıngan davrandı arkadaşlarına. Hemen her fırsatta ağladı. Yeni oyun hamurlarıyla oynamak istedi. Hep beraber güzel bir şekilde ilk oyun hamuru aktivitelerini yaptılar.Keyfimizde yerine geldi. Bir eksiğimiz vardı Doruk. Gelsin hemen onunla da bu aktiviteyi yeniliycez.
Ege Bahar ve Defne Nisanın yeni odasını keşfe daldılar, büyük bir keyifle. Yeni koltuğumuz arkadaşlarımızdan tam not aldı :) Tekrar Ninemize çok teşekkür ederiz.Sağol babaannem...
Bu ara Nisan oyun oynarken sürekli odasında yanında olmamızı istiyor. Büyük bir savaş veriyoruz ailecek. Vardiyalı oynuyoruz resmen onunla. Bakalım ne zaman biz içeride bir film izliycez de Nisan odasında oyuncaklarıyla oynayacak? Tahta puzzlelara merakı arttı. Kitapları da daha çok inceliyor. Konuşma çabası son sürat devam ediyor. Bugün dışarıda arabada otururken bir kedi ve ilerisinde de yoğurt kabı gördü. Bize seslenip, fuu fuu dedi. Yoğurt kabında su varmış :)
Evde buzdolabında ne kadar magnet varsa Nisanın oyuncağı onları çıkarıp, yapıştırmak çok hoşuna gidiyor.
Akşam bir tanesini alıp babasına koştu yine fuu fuu diyerek. Su damacanası şeklinde bir magneti göstererek. Bağlantılar kurması çok şirin oluyor.
Bu arada yeni bir eğitim ve öğretim yılı başlıyor.Tüm öğretmen, öğrenci ve velilere güzel bir sene diliyorum. Eğitim adına bol gelişmeler yaşansın. Geleceğimiz umutlansın...
Dün klasik oyun grubu günüydü. Gün bizdeydi. Nisan 3 e kadar uyumadı. Ne yaptıysam uyumak istemedi işte. Böyle olunca 15:30 gibi gelen arkadaşlarını karşılamak için geç yatıp, erken uyandı. Uykusunu alamayan kızım çok alıngan davrandı arkadaşlarına. Hemen her fırsatta ağladı. Yeni oyun hamurlarıyla oynamak istedi. Hep beraber güzel bir şekilde ilk oyun hamuru aktivitelerini yaptılar.Keyfimizde yerine geldi. Bir eksiğimiz vardı Doruk. Gelsin hemen onunla da bu aktiviteyi yeniliycez.
Ege Bahar ve Defne Nisanın yeni odasını keşfe daldılar, büyük bir keyifle. Yeni koltuğumuz arkadaşlarımızdan tam not aldı :) Tekrar Ninemize çok teşekkür ederiz.Sağol babaannem...
Bu ara Nisan oyun oynarken sürekli odasında yanında olmamızı istiyor. Büyük bir savaş veriyoruz ailecek. Vardiyalı oynuyoruz resmen onunla. Bakalım ne zaman biz içeride bir film izliycez de Nisan odasında oyuncaklarıyla oynayacak? Tahta puzzlelara merakı arttı. Kitapları da daha çok inceliyor. Konuşma çabası son sürat devam ediyor. Bugün dışarıda arabada otururken bir kedi ve ilerisinde de yoğurt kabı gördü. Bize seslenip, fuu fuu dedi. Yoğurt kabında su varmış :)
Evde buzdolabında ne kadar magnet varsa Nisanın oyuncağı onları çıkarıp, yapıştırmak çok hoşuna gidiyor.
Akşam bir tanesini alıp babasına koştu yine fuu fuu diyerek. Su damacanası şeklinde bir magneti göstererek. Bağlantılar kurması çok şirin oluyor.
Bu arada yeni bir eğitim ve öğretim yılı başlıyor.Tüm öğretmen, öğrenci ve velilere güzel bir sene diliyorum. Eğitim adına bol gelişmeler yaşansın. Geleceğimiz umutlansın...