21 Haziran 2010 Salı
21 Haziran malumunuz en uzun gündüzdür. Biz de hakkını verelim dedik. Sabah kahvaltıdan sonra çekirdek aile denize gittik. Karadenizde öyle keyfinize göre denize giremiyorsunuz. Havanın keyfine göre hareket etmek zorundasınız. Hal böyle olunca da en ufak fırsatı değerlendirmek gerekiyor. Biz de düştük deniz yoluna. Nisan, deniz henüz tam ısınmadığı için pek istemiyordu girmek ama bu sabah kıyıda oynarken oynarken yavaş yavaş suya kaydırdım onu. Bir yandan sular geliyor, bir yandan denize taş atıyor. Su geldikçe şaşırıp, korkuyor ama oyundan da vazgeçmiyor. Babasıyla suyun keyfini çıkardılar ben de bol bol fotoğraf çektim...
Öğlene doğru hava kapattı, Nisan'ın da uyku saati yaklaştı ve döndük eve. Kızımı uyuttum. Düştük Sümela yollarına. Bizim bulunduğumuz yerden yaklaşık 2 saat sürdü. Trabzondan Maçka yoluna sapıp, oradan da yaklaşık 16 km lik dar, virajlı ama bir o kadar da inanılmaz dağlar arasından mükemmel bir doğa yolculuğundan sonra oraya vardık. Sümela Manastırının denizden yüksekliği 1200m. İki gidiş var aşağıda arabanızı parkedip, doğanın içinden tırmana tırmana çıkıp, oraya varmak ya da arabayla nerdeyse kapısına kadar gitmek. Açıkcası hem doğayla bir kucaklaşma olsun diye, hem de yağmur ve yolun dik olması nedeniyle kendimize güvenemeyip yürümeyi tercih ettik. İyi ki de öyle yapmışız. Yürümeyi tercih edenler için ayaklarına sağlam, kaymayan bir ayakkabı giymeleri tavsiye olunur, çünkü çok sık yağmur yağıyor ve yerler hafif çamur olduğu için kaymaya müsait. Yaklaşık 45dk lık bir tırmanıştan sonra Sümela gözükmeye başladı...
Bir kaç gündür yağan yağmurlar nedeniyle dereler çağlamış, sanki birilerine öfkelenmiş gibi gürültü ve çamurla akıyorlar...
Herkesin görmesini tavsiye edebileceğim, tırmanmaya değer muazzam bir tarih. İnsan, kayanın içinde o kadar yüksekte buranın nasıl inşa edildiğine, onunla da kalmayıp süslemelerin nasıl yapıldığına inanamıyor. Doğa şartları da cabası olsa gerek...
Aşağıya indiğimizde o kadar efordan sonra karnımız acıkmıştı ve Trabzonun meşhur kuymak' ı ile gezimizi sona erdirdik.
Salı, Haziran 22, 2010
En uzun gün,Sümela Manastırı...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Pages - Menu
Popular Posts
-
Kahve Dünyası’ndan Çocukları Neşeyle Dolduracak Çikolata Atölyesi! Kahve Dünyası Fabrika Veliefendi’de düzenlenen çikolata ...
-
Nisan 28 aylıktı "tuvalet eğitimi" ne başladığımda. Nasıl yapsam, nasıl etsem derken biraz internette kitap araştırması yapmı...
-
Evettttt bu benim ilk çekilişim. Devamı gelsin diyerek sizlere hediye etmek üzere iki saç bakım ürünü hazırladım. Biri Bioblas tan durulanm...
-
Geçtiğimiz günlerde Gün Yayıncılık dan çıkan Mahallenin En Mutlu Bebeğinin Uyku Kitabı nın lansmanı yapıldı. Lansmana özel çıkarılan...
-
Aşağı yukarı 3 sene fark var iki fotoğraf arasında. Nasıl da bebek suratlar gitmiş. Çocuk olmuşlar, en güzel ispatı... He yandaki mi? O da D...
-
18.07.2010 Pazar Geçen cuma havalar çok sıcak eve tıkılmayalım, biraz Nisan hava alsın biraz da güneşlenelim düşüncesiyle attık kendimizi...
-
Ne desem nerden başlasam. Tarçın Pasta Evi sahibesi sevgili Fatma'nın aylar öncesinde ben bir blogger buluşması hazırlıyorum diye bahse...
-
Çocukluğumda en sevdiğim şeylerden biri de ben okuldan geldikten sonra yemeğimi yerken kapının çalması, sütçünün gelmesi ve annemin t...
-
Nisan daha 5 aylıkken gitmiştik Dikiliye. Otobüsle gittiğimiz ve Nisan da bebek olduğu için çok fazla gezememiştik. Aradan geçen 3 yıl sonra...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder